11 Aralık 2010 Cumartesi

Devlet Kadın Düşmanlarının Elinde...


Doğalgaz artık toplumsal yaşamın olmazsa olmazına dönüşmüş bir yakıt...
Ankarada, daha başka deyişle Türkiyenin başkentinde bu işin başındaki kişi kim?..
Veysel Karani...
Hazretin adı güzel...
Veysel Karani Müslümanlığın ünlülerinden sayılır; Muhammet çağında yaşamış, gözleri körmüş, bir aslanla dolaşırmış...
Bizim Veysel Karani de anlaşılan ılımlı İslamcı...
Ankarada doğalgaz faciasıyla yaşamını yitiren yedi üniversiteli genç olayına ilişkin basın toplantısında gazetecilere demiş ki:
“- İşi kısa tutun; cumaya gideceğim...
Demek ki akıl fikri faciada, doğalgazda falan değil, cumada...
Aferin!..
*
Geçenlerde gazetelerde bir fotoğraf yayımlandı; Türk Hava Yolları Genel Müdürü hacdan dönüyor, ayaklarında şıpıdık terlikler, beş adım arkasında da karısı yürüyor..
Genel Müdür sempatik kişi...
Objektife gülümsüyor.
*
Ciddi hizmetlerin başına geçirilen AKPlilerin çoğunda İslamcı kimlik ağır basıyor; kadını aşağı yaratık sayıyorlar...
İçlerinde çok iyi yetiştirilmiş olanlar var; Amerikada üniversiteler, doktoralar, diplomalar, fakülteler, falan filan...
En çarpıcı örnek kim?..
Ali Babacan..
Dışişleri Bakanı..
Amerikada yetiştirilmiş, öğretim görmüş, özellikle eğitilmiş, bire bir ılımlı İslamcı...
Ama, hanımı nasıl?..
Dışişleri Bakanı kadın-erkek eşitliğine karşı...
Hanımı tesettürlü...
*
Çok partili rejimde döndük, dolaştık, dinciliğe demir attık...
Demokrasi bu mu?..
Irakta sınırdaşımız olan toplumda Kürt kardeşler çok partili rejime kavuşunca sözüm ona parlamentarizmde ne yaptılar?..
Erkeğe çok karılı evliliği yasayla meşrulaştırdılar...
*
Kadınlara düşmanlık yalnız İslamcılıkta yok...
18’inci yüzyıl Fransada Aydınlık Çağı değil mi?..
Ünlü Michelet 18’inci yüzyıl için Büyük Yüzyıl demişti...
Voltaire bu büyük yüzyılın yıldızıydı, ünü bugün de dillere destandır...
Peki, Fransa o dönemde nasıl bir toplumdu?..
Fransada kadın düşmanlığının Batıdaki somut simgesi Cadı Yasası geçerliydi...
Zavallı kadınlar bu kanuna göre cadılık suçlamasıyla yakılıyorlardı...
*
Bugün Türkiyede kadın düşmanlığı dincilik perdesi altında tırmandırılıyor; bir yanda Atatürk devrimiyle kadınlara kazandırılmış haklar fiilen işlemez hale getiriliyor; öte yanda iktidarı ele geçiren AKPnin liderleri eşlerini tesettüre mahkûm ederek demokrasi yaptıklarını söyleyebiliyorlar...
Devlet kadın düşmanlarının elinde...
Ne yazık ki kadınlar bu düşmanlığı tasfiye edecek bilinç düzeyine daha ulaşamadılar...
Çağları iç içe yaşıyoruz...
*
Aydınlanmacı Voltaire yaşarken Fransada kadınlar yakılıyordu...
Bugün Atatürkçüler yaşarken Türkiyede kadın düşmanlığı iktidarda geviş getiriyor...
Peki, sonuç?..
Hiç kimse merak etmesin, tarihsel başarı Aydınlıktan yana olanların kaçınılamaz üstünlüğünü vurgulayacaktır.

0 yorum:

Yorum Gönder