4 Aralık 2010 Cumartesi

Füzelere ‘Kedi’ Dersiniz…

Biliyorsunuz; Türkiye’ye yerleştirilecek olan füzeler Meksika’ya karşıdır…
Yok eğer İsviçre kalkıp Paris’e nükleer füzelerle saldırırsa, bunun için de “Füze kalkanı” bizim Ağrı-Hakkâri tepelerine kurulacak…

Ya da Belçika Hollanda’ya füze atarsa…
*
Türkiye topraklarına yerleştirilecek füze kalkanı sisteminin kime karşı olacağına sıra gelince, Cumhurbaşkanınız Abdullah Gül, NATO zirvesinde “İran” isminin zikredilmesini istemedi…
Ben de yukarıdaki olasılıkları buldum size…
Bu füzelerin İran’a karşı olacağını bütün dünya âlem bildiği halde, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı niçin “isim zikredilmesin” diye tutturdu sizce?..
Huyları böyle çünkü…
Farklı söyleyip, farklı yapıp, farklı görünmeden yapamıyorlar… Ona öyle deyip, buna böyle söyleyip, öbürüne farklı davranmak tabiatları…
İsrail’i dize getiriyormuş gibi yapıp… İran’a karşı füzeler yerleştirip… Peşinden Ahmedinejad’ı kucaklayıp… ABD’nin İran’ı bitirme projesine ortak olup… Arkasından “Füzeleri kime karşı koyduğumuzu söylemeyelim” demek ya nedir?..
Sonunda da medyanın karşısına geçip, iyi bir şey olmuş gibi tiyatro gülümsemeleri ile “Gördüğünüz gibi gayet ilkesel davrandık” demek?..
İşte o zaman Sarkozy de dünya medyasının önüne çıkarak, Türk diplomasisine bir ahlak dersi verir gibi “Belgelerde ülke ismi yer almıyor, oysa biz kediye kedi deriz” dedi önceki gün Lizbon’da…
İyi mi?..
*
Bundan esinlenerek; acaba İran’a karşı yöneltilmiş füzeleri Ahmedinejad sorduğunda, “Bunlar kedi” diyebilir miyiz?..
Nasıl olsa her şeyiniz göründüğünden farklı…
Tüm bu olanlar bizim tutsak medya tarafından Türkiye’de insanlara “dik duruş”, “tutarlılık”, “kazanç”, “diplomatik başarı” gibi gösterilirken niye olmasın?..
Daha geçen günlerde “Komşularla sıfır sorun” nasıl büyük başarıydı… Şimdi de komşulara karşı füze yerleştirmek nasıl büyük zaferse…
Aynen öyle…

0 yorum:

Yorum Gönder