25 Aralık 2010 Cumartesi

Mazlumlaşmak Yazgısı...


Mazlum..
Zalim..
İyi-kötü, güzel-çirkin, zayıf-güçlü, vb. gibi çoğu zaman mazlum-zalim ikilemi aynı kişide birleşir...
Kim o kişi?..
En yakın ve çarpıcı örneği Yahudi...
Yahudi ile Musevinin tekliğinde mazlum ile zalim de özdeşleşti...
*
İnsanlık tarihi son yıllarda hızlandıkça hızlanıyor, televizyonlarda gerçekler gözümüzün içine giriyor, ibretlik dersler sergileniyor...
İsrail’in çoluk çocuk demeden Filistinlileri herkesin gözleri önünde katletmesi, savaşı değil, terörü vurguluyor...
Hitler’e karşı mazlum, Filistinliye karşı zalim Yahudinin ruhsal hesaplaşmasında Museviliğin bir işe yarayacağını düşünmek bile saçma...
*
Mazlum zulmün çıkmazını yaratır, zalimin suçluluğunu tarihe yazar...
Ancak Tarih Baba mazlum ile zalimin ayırdına nasıl varır:
- Al birini, vur ötekine!..
*
1915’te Ermeni mazlumdu..
Türk zalim miydi?..
Peki, Ermeni mazlumlaşmadan önce Doğu Anadolu’da hiç mi zulüm yapmamıştı?..
Ya Türk?..
Tarihinde ne zaman zalimdi?..
Ne zaman mazlum?..
Anadolu işgal edildiği zaman Türk sonuna dek mazlumlaşmamış mıydı?
*
Bu ikilem nasıl çözülür?..
Tarih Baba’nın insanlığa dayattığı bir yasa var...
Nedir o?..
- Güçlü olmazsan ezilirsin, ezildikçe mazlumlaşırsın...
Atatürk Türkleri ezilmekten nasıl kurtarmıştı?..
Uluslaştırarak...
Herkes zaten Müslümandı; ulusal bilinçle kendimize geldik...
*
Filistinliler daha çok ezilecekler...
Koskoca İslam coğrafyası İsrail’in terörü karşısında zulmü uzaktan seyretmekle yetiniyor...
Bırakın İslam coğrafyasını bir yana, Filistinliler kendi içlerinde parçalandılar...
Kılavuzu, dünya ahvalinde bile, akıl değil, inanç olanlar, hep ezilecekler, hep mazlumlaşacaklar...
Yazık mazlumlara...

0 yorum:

Yorum Gönder