4 Aralık 2010 Cumartesi

Öğretmen Scopes

 Öğretmen Scopes

Amerika’da 1925 yılında “Scopes” adıyla anılan bir dava uzun süre gazetelerin başköşelerinde yer aldı.

Tenesse’de Dayton okulunda öğretmenlik ya­pan John T. Scopes, “evrim kuramını” öğrencile­rine okuttuğu için eyalet yasalarına ve okulun yönetmeliğine aykırı davrandığı gerekçesiyle mahkemeye verilmişti. Ne demekti evrim? Önce denizlerde yoğunlaştıktan, ardından karalarda hayvanlaştıktan sonra uzun bir değişim sonucun­da mı bugünkü durumuna ulaşmıştı insanoğlu? Yoksa (Kutsal Kitap’ta yazıldığı gibi) kafası, elleri, ayakları, saçları, gözleri, kirpikleri ve her yanıyla bugünkü gibi yaratıldıktan sonra mı cen­netten kovulup dünyaya indirilmişti?

ABD federal bir düzeni içeriyordu. Çeşitli bölge yasaları, eğitim koşulları, öğretim vakıflarıyla karmaşık bir yapıya sahipti; öğretmen Scopes, ülkenin en tutucu bölgesinde baltayı taşa vurmuştu. At ya da eşek, bugünkü biçimiyle cennetten yer­yüzüne inmiş olmayabilirdi. Milyonlarca yıl önce at yine at olmayabilirdi; eşek eşek olmayabilirdi; kö­pek köpek olmayabilirdi; ama insan nasıl olur da maymundan türeyebilirdi?

Yalnız Kutsal Kitap’ı değil, insanı da aşağıla­maktı bu görüş; öğretmen Scopes öğrencilere anarşist fikirler aşılıyordu...

*

Yargılama ülke çapında gürültü kopardı. Üç kez Amerika Cumhurbaşkanlığı’na adaylığını koyan ünlü Jenning Bryand siyasal yatırım için davaya avukat olarak katıldı; Kutsal Kitap’ın her sözcüğünün doğru olduğunu savunan yaman bir savunma yaptı.

Amerikan yargılama düzeninde jüri sistemi geçerliydi. Sayın jüri üyeleri “politikacı - avukat Bryand”ın parlak konuşmalarının etkisi altında kaldılar. Küçükten beri bilim - din ayrımını ka­falarında yapamamış jüri üyeleri şaşkınlaştılar. Nasıl oluyordu da şu Scopes adındaki öğretmen Kutsal Kitap’ın yazdıklarını hiçe sayıyordu?

Adem çamurdan yaratılmıştı; Havva da Adem’in kaburga kemiğinden oluşturulmuştu. At attı, eşek eşekti, köpek köpekti, fare fareydi. Jü­rinin sayın üyeleri her pazar kiliseye giderler, papazın söylediklerini özenle dinlerlerdi. Oysa “Doğa Bilimleri” bitki ve hayvan türlerinin değişime uğ­radığını söylüyorlardı. Bu alanda önce Buffon, ardından Lamarck meydana atılmışlardı. Lamarck 19’uncu yüzyılın başında (bütün türler gi­bi) insanın da başka türlerden geldiğini ileri sür­müştü. Yani bugünkü zürafanın boynu bir evrim sonucunda mı öylesine uzamıştı? Atın eskiden tır­nakları mı vardı? İnsan dört ayak üstünde yürüyen maymunsu bir yaratık mıydı?

Öğretmen Scopes, Kutsal Kitap’a ters düş­mekle kalmıyor, eskilerin “eşref-i mahlukat” de­dikleri insana basbayağı sövüyordu.

Hem zenciler neden bir değişim sonunda ka­rarsınlardı? “Habil ile Kabil” kavgası yalan mıy­dı? Adem’le Havva’nın oğullarından Kabil kıs­kançlık yüzünden kardeşi Habil’i öldürmüştü. Bu­nun üzerine Tanrı buyruğuyla derisi kararmıştı. Zencilerin uzun bir evrim sonunda karaderili olduklarına inanan Amerikalı, zenci düşmanlığını nasıl sürdürecekti? O zaman siyahlarla beyazların eşitliğini savunmak gerekmez miydi?

Evrim Kuramı’nın başyapıtını yazan Darwin, saçmalamakla kalmıyordu, günah işliyordu.

*

Tenesse’nin jüri üyeleri öğretmen Scopes’u suçlu buldular. Scopes 100 dolar para cezası yedi.

Bu dava Amerika’da alay konusu oldu.

*

Atatürk’ün 100’üncü doğum yılında “Öğretim Birliği Devrimi”nin ülkemize sağladığı düzeni de­ğiştirerek çifte ölçütlü bir eğitimi yürürlüğe koyduk. Acaba ortaöğretimde doğa bilimleri nasıl okutulacak?

Merak ediyorum.

0 yorum:

Yorum Gönder