18 Aralık 2010 Cumartesi

Sınıfsal Bilinç Gülhane Parkı’nda...


Ülkemizde 2009’un 1 Mayıs’ı sanki unutulmuş anıları tazeledi...
Nedir unutulan anılar?..
Emek..
İşçi..
Sınıfsallık..
Yine de dünyada işsizlik şampiyonluğuna oynayan bizimki gibi bir toplumda 1 Mayıs nasıl yaşandı?..
Gümbür gümbür mü?..
Yasaklı mı?..
Kısıtlı mı?..
Olsun...
Emekçinin biraz olsun kıpırdaması, alınterine sevgisi ve saygısı olan çağdaş insanın gönlünü hoş eder...
Mutluluk yaratır..
Umut tazeler..
“Umut fakirin ekmeği..
Ye Mehmet ye...”
*
Sosyalist döneklerin el üstünde tutulduğu bir komprador kapitalizm düzeninde dinci iktidar deneyimini yaşıyoruz...
Ama, nasıl?..
Çırpınıyoruz..
Debeleniyoruz..
Alaturka kapitalizmin krizi, emekçinin gırtlağına yapışmış, sıktıkça sıkıyor...
Alınteriyle yaşayanlar soluksuz mu soluksuz...
Peki, bu durumda bile neden çalışanları tümüyle sarmalayan sendikalarımız yok?..
Neden siyasal yaşamda ağırlığını duyurabilecek sol, sosyal demokrat, sosyalist partilerimiz yok?..
*
2009’da 1 Mayıs’ı sendikalar İstanbul’da kutladı...
Emekçi deyince akla önce ne gelir:
Sendika..
Toplusözleşme..
Grev..
Peki, tüm bu hakları, işçimiz, demokratik bir tarihsel savaşımla mı aldı?..
Yok canım...
27 Mayıs askeri müdahalesiyle bu temel emekçi hakları 1961 Anayasası’na yazıldı...
*
İşçinin bilinci sınıfsallaştığı zaman, alınteri savaşımı, toplumda ağır basabilir...
Çağdaş demokrasinin anlamı ve içeriği budur...
Peki, ya emekçinin bilinci, sınıfsallığı yok eden dincilikle uyutulursa ne olur?..
Sınıfsallığı silip süpüren ‘cemaatçilik’ bilinci oluşur...
Türkiye’de emekçi işte bu tuzağın çukuruna itiliyor...
“Ilımlı İslam Devleti Projesi” emekçinin, memurun, işçinin, köylünün bilincini körletmek üzerine iş tutan kurnaz emperyalistin akıldaneliğidir...
Hangi sendika liderimiz bu işin farkında?..
Hangisi Gülhane Parkı’nda...

0 yorum:

Yorum Gönder