16 Aralık 2010 Perşembe

Tarihin Seyrine mi Bakacağız?


“Enel Hak”, yani “Ben Hakk’ım” diyen Hal-lac-ı Mansur’a biri sormuş:

- Mademki Allah olduğunu söylüyorsun, niçin namaz kılıyorsun?..

Hallac:

- Değerimizin, demiş, ne kadar olduğunu biliyoruz da ondan...

*

Eskiden sokaklarda, elinde bir yay ve tokmakla dolaşan adamlar görülürdü; bunlar evlere bakarak bağırırlardı:

- Hallaç!..

Tıkızlaşan yorgan ya da yatakların yün veya pamuklarını atarlardı...

Mansur’un babası da hallaç imiş, 9’uncu yüzyılın ortasında bir oğlu olmuş...

Ünlü mutasavvıf Mansur’a “Hallac-ı Esrar” da denir; öğretisine “Hallaciye” adı verilmiş...

*

Hallac’a demişler ki:

- Bize bir öğüt ver!..

Mansur yanıtlamış:

- Nefsine dikkat et!.. Sen onu Allah’a kul etmezsen, o Allah’ı dışlayıp seni kendine kul eder...

*

Hallac-ı Mansur “Enel Hak” dediği için şeriata kurban edildi; bu acımasız son onun istediği bir şeydi...

Ne diyordu:

“Öldürün beni ey sadık dostlarım

Zira öldürmek yaşatmaktır beni

Hayatım ölümümdedir benim

Ölümüm de hayatımda”

Hallac softa, yobaz, egemen takımı tarafından önce kırbaçlandı, ardından kolları bacakları kesildi, asılarak halka seyrettirildi, başı kesildikten sonra yakılarak külleri havaya savruldu...

*

Aristo ile Heraklit, felsefenin doğuşunda mantığın peşrevini yaparlar; biri ‘an’ın gerçeğini yakalamaya çabalar; ikincisi sürecin gerçekliğini diyalektikle dile getirmeye çalışır.

Hallac-ı Mansur diyalektik düşünce kapsamında evrenin gizemini çözmeye yönelirken, insanın tanrılaşıp tanrının insanlaştığı sonsuz süreçte evrenin birliğini ve bütünlüğünü sezebilen bir Müslümandı...

Özgür düşünmenin bedelini hayatıyla ödemeyi de bilinçle göze almıştı...

İnsan, tanrı ile hesaplaşmaya çabalarken kimi zaman “Enel Hak” der, kimi zaman da aklı kulluğun hiçliğine dönüşür...

Hallac-ı Mansur’un felsefesine çoğu Bektaşi fıkrasında rastlamak doğaldır!.. Alevinin Sünniden farkını tohumlayan düşünce biçiminin kökenleri İslam tarihinin derinliklerine iner...

*

Bugün Müslüman coğrafyasında yaşananlar, inanç, akıl, eleştiri, hoşgörü gibi iç içe kavramlar dünyasında geçerli hoyratlığın ürünlerini sergiliyor...

Anadolu İslamı bu hoyratlıktan kendisini sakınabilirse başarısı çok büyük olacak!..

Bugün insanlık, uygarların çıkarları, hırsı ve zulmüyle donanmış emperyalizm ile ilkellerin acımasız şeriatı arasındaki savaşı seyrediyor...

“Enel Hak” diyen Hallac-ı Mansur’un kanla aptes aldığı yaygın bir tevatürdür...

Ama, günümüzde emperyalizm Müslümanlara kanla aptes aldırıyor...

Tarihin coğrafyasında Hıristiyan ile İslam dünyaları arasındaki tek özel rejim Anadolu laikliğiyle yerli yerine oturmuştu.

Şimdi bu özellik elimizden gitti gidecek...

Peki, biz yaşadığımız güncel tarihe yabancı gibi bakıp, yazgımıza mum mu yakacağız?..

0 yorum:

Yorum Gönder