9 Aralık 2010 Perşembe

TÜM DEVRİMCİ RUHLARIN ATEŞİ: MUSTAFA KEMAL ATATÜRK!

 
ATATÜRK, yakın zamanların gelmiş geçmiş en büyük devrimcisidir.
O, daha genç bir kurmay subayken, not defterlerinden birine "Maddeyi anlamalı, evvala sosyalist olmalı" diye bir not düşmüştür. 
O,  
Trablusgarpta, İtalyan emperyalizmine karşı,
Çanakkale'de İngiliz emperyalizmine karşı,
Muş ve Bitlis'te Rus emperyalizmine karşı,
Suriye-Filistin'de İngiliz emperyalizmine karşı,
Sakaraya ve Dumlupınar'da İngiliz destekli Yunan emperyalizmine karşı
savaşmış;
Ve bütün nu savaşlardan zaferle çıkmıştır. 
O dünya tarihinde yenilmeyen "tek" antiemperyalist özgürlük savaşçısıdır. 
O, sadece "emperyalizmi" diz getirmekle kalmamış, yarı bağımlı, bir ümmet imparatorluğundan "tam bağımsız", "çağdaş" bir "ulus" devlet yaratacak devrimleri de gerçekleştirmiştir. 
Onun devrimci ruhu, Doğu'dan Batı'ya, bütün antiemperyalist mücadelelerin "ateşi" olmuştur.
Afganistan'da Amanullah Han,
Hindistan'da Muhammed Ali ve Gandi,
İran'da Şah Rıza Pehlevi,
Mısır'da Nasır,
Küba'da Kastro ve Che,
Çin'de Mao
Dünyanın önde gelen bütün "devirmci" ruhları, onun ateşinden "ilham" "almıştır.
   Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde, çantasından; Atatürkün Büyük NUTUKuçıkmıştır.
    1997’de Habitat Toplantısı için İstanbul’a gelen Castro, yaptığı konuşmada:Asıl devrimci Mustafa Kemal Atatürktür. Ben bir devrim yaptım, ama onun yaptıklarını asla başaramazdım. Sakın kendinize başka esin kaynağı aramayın.demiştir.
      Castro Küba'ya bir Atatürk heykeli dikmiştir.
       Mao, 1935’teki Uzun Yürüyüşöncesinde Şankay Meydanı’nda toplanan binlerce Çinliye:Ben, Çinin Atatürküyüm. diye seslenmiştir.
       Ve 1948’den bugüne, Çin Halk Cumhuriyeti okullarında Atatürk ve Cumhuriyet Devrimleri okutulmaktadır.
        Venezuella'nın antiemperyalist lideri Şavez, Venezuella'da "Atatürk'ün Sosyal Fabrika Projesi'ni" uygulamaya koymuştur.
        Ve bugün bir Norveçli, içinden çıkılmaz bir durumla karşı karşıya geldiğinde, Norveç diline yerleşmiş olan "Atatürk gibi düşünmek" deyimini anımsamaktadır. 
       Halkla birlikte bir Kurtuluş Savaşı yürütmesi,  Halk orudusuyla emperyalizmi dize getirmesi,
       Bir ölüm kalım savaşında "ille de meclis" diyerek halkın temsilcilerinden oluşan TBMM'yi açması,
       I. TBMM'de "Halkçılık Programı" kabul etmesi,
       Halkı "koyun sürüsü" olarak gören "saltanat sistemini" yıkıp, Cumhuriyeti ilan ederek, "egemenliği kayıtsız şartsız halka vermesi".
       Halkı, yaşadığı çağdan koparıp Orta Çağa bağlayan geri kalmış kurumlara son vermesi, "akıl ve bilimin" önünü açarak çağdaş uygarlığı hedef göstermesi,
       Fakir bir halkı en çabuk biçimde kalkındaracak bir ekonomik program yürütmesi,
       Ezilen kadına, yeniden "kadınlık onurunu" kazandırması,
       Ve HALKÇILIK ilkesiyle Devletin temeline "halkı, halkın refah ve mutluluğunu" yerleştirmesi;
      Onu Türk tarihindeki en büyük sosyalist olarak adlandırmamıza yeter de artar bile... Ama O, klasik bir SOSYALİST değildi, o bütün ideolojilerden olduğu gibi Sosyalizmden de beslenmiş ve kendi ideolojisi(Kemalizm) içine sosyalizm yerine HALKÇILIK ilkesini yerleştirmişti....
        Herşey bir kenara bırakın, CHE'nin çantasından çıkan NUTUK, gelmiş geçmiş en büyük "özgürlük savaşçısı" ve "devrimcinin" ATATÜRK olduğunun en açık kanıtı değil midir?        
        Ve bir Türk olarak,  ben, Arjantinli CHE'yi, Kübalı CASTRO'yu ve Çinli MAO'yu değil, bütün bu isimlerin ilham kaynağı olan "gelmiş geçmiş en büyük özgürlük savaşçısı" ATATÜRK'Ü kalbimde ve yakamda taşırım....
       Köksüz solcularmıza duyurulur....

0 yorum:

Yorum Gönder