12 Ocak 2011 Çarşamba

Kadıköy’ün Kadınları…


Öylesine geçerken görürdüm onları zaman zaman… Kimisi telaşlı, kimisi dalgın, kimisi mutlu, kimisinin acelesi var… Kimisi belli ki kaçmış dört duvar arasından, öylesine vitrinlere bakar…

Ben onların, geçen yazın sıcak günlerinde, balkonlarda kuşlara bir kap su koymak için kampanya açtıklarını duymuştum.

O zamandan sonra hep aklıma takılırdı Kadıköylü kadınlar…
Cumartesi günü ilk kez göz göze geldik.
Bu kez ortak duygumuz, ortak dostumuz kafesteki kuş için…
Kadıköy Belediyesi ile Cumhuriyet’in ortaklaşa düzenledikleri ve Mustafa Balbay’ın kitaplarının yazar arkadaşlarınca imzalandığı etkinlik, Caddebostan Kültür Merkezi’nde yapıldı.
Dostluğunu, vefasını, sevgisini, ama en çok yüreğini alıp gelmişti…
Kadıköy’ün kadınları…
*
Onları izlerken için için söyleniyordum:
Şu kadınlar, hepimize bedeller…
Söz konusu çocukları olduğunda ve çocuklarını büyütmek istedikleri ülkenin aydınlığı, geleceği, yarınları… Her birisi bir anaç şahin gibi… Çok sıkılıp da bilinçleri yaşa dönüşüp ağladıklarında, gözyaşları keskin bir tırnak gibi insanın yüreğini çizi-yor…
Başları nasıl dimdik…
Ve ne kadar güzeller…
*
Demek ki susuz kalmalarına tahammülleri olmadığı gibi, kafeslere kapatılmasına da razı değiller kuşların…
Yine düşündüm de; on yıllardır bu ülkenin nimetlerini paylaşan görkemli erkekler ortadan yok olurken… Çağdaş-laik Cumhuriyetin sorumluluğu sadece onların boynunun borcu sanki…
Savaşıyorlar gülerek…
Gülüyorlar, ağlayışları gizli…
Asla “Atatürk’ün kızları” olmaktan vazgeçmiyorlar…
Alınları açık…
Başları dik…
*
İlk kez göz göze geldik…
Kimi zaman haykırdılar, kimi zaman güldüler, ama çoğu zaman gözlerinde yaşlar vardı..
Ve her kadın gibi yürekleri kocamandı…
Bir ulus uyurken… Çocukları için aydınlığı beklemekten, umutlarını geri istemekten asla vazgeçmiyorlar…
Kadıköy’ün kadınları…

0 yorum:

Yorum Gönder