6 Mayıs 2011 Cuma

“ÖZÜM ANA, SOHBETİM SÖZÜM ANA”

 “ÖZÜM ANA, SOHBETİM SÖZÜM ANA”
Bir Azeri türküsü böyle söyler:
“Ay ana, ay ana, sen benim özüm ana,”
“Özüm ana, gözüm ana, sohbetim sözüm ana…”

Vatan savunmasına giden yiğidimiz de anasına seslenir, Kastamonu’dan:
„Çanakkale içinde vurdular beni,
Ölmeden mezara koydular beni.“
„Gençliğim eyvah…”
“Çanakkale içinde Aynalı Çarşı,
Anne ben gidiyorum düşmana karşı…”

Gurbete gidenlerin türküsüdür bu, anadan ayrı kalanların türküsü, bir hava şehidimize yakılmıştır: „
„Anne desem annem yok ,
Baba desem babam yok.
Gurbet ellerde hastaneye düştüm aman,
Bir yudum su veren yok.”

Bu Urfa türküsü, yine evlâttan anaya yakarıştır…
„Al yeşil dökün anneler mezar taşıma,“
Gelen ağlar, giden ağlar bu genç yaşıma.“

“Anne beni Yaver’e versene,“ diye seslenir Sinop türküsünde genç kızımız, annesine sevdâsını açar…
“Ana başta taç imiş, her derde ilâç imiş,
bir evlât pîr olsa da anaya muhtaç imiş.”

Şarkısını duymayan var mıdır Zeki Müren’den?
Bu ezgiyi duyup da gözleri yaşarmayan…Çanakkale türküsünü dinlerken içi yanmayan, gazilerimize, şehitlerimize, atalarımıza, Gazi Mustafa Kemal’e, bu kahramanları doğuran analara minnet duymayan var mıdır?
“Ana gibi yâr, Bağdat gibi diyâr olmaz” denirdi Haçlılar oraları yağma etmeden…
Ana, sığınılacak limandır, ana, koruyan kollayandır…
Sözlüklerde de ana sözünün karşılığı şöyledir:
“Dünyaya çocuk getirmiş kadın, dince veya yaşça sayılan kadın, iyiliksever kadın, her şeyin temeli, kaynağı, önde gelen esas olan…”
Sözümüz, özümüz anamızdır.
Bu yüzden değil midir, dilimiz bizim anadilimiz?
Anadilimiz, Türkçemiz…
Yurdumuz, anayurt, anavatan...Asya’daki toprağımız Anadolu...
Sığınılacak kucak, anakucağı…
İlk gidilen okul, anaokulu.
Devletin yasası, anayasa.
Sözün özü, anafikir, anadüşünce…
İlk besinimiz anasütü, en önemli damar sistemi anakandamarı, anatoplardamar, anaatardamar…
En yufka yürek, anayüreği, anneler evin anadireği…
Dünyaya bakarsak, altı anakara( kıta) var.
Masallarda da devanası…
Yollarda, anayol, anacadde; yapılarda, ana giriş, anakapı, anadirek, anaduvar, anayapı…
Anaçizgilerimiz vardır, değişmez. Bilimde, doğada anadallar vardır. Anavida işimize yarar, anadeftere kayıt yapar, anamaddeleri hep göz önünde tutarız. Ana hatlarıyla tasarlar, anayöne gideriz.
Bazen “anadan doğma” ortada kalır, “anadan doğmuşa” döneriz…
Çocuklarımız anakuzusu, bazıları anasının gözüdür!
Anahaber bültenlerini izledikçe, kendimizi tutamaz, yalakalara, satılmışlara bakar bakar da, „Analar neler doğurmuş!” deriz.
Bazılarımızın “anası ağlar,” bazılarımızı, “analar Kadir Gecesi doğurur.” Bazılarına her şey “anasının ak sütü gibi helâldir,” bazılarının “anasından emdiği süt burnundan gelir”.
Ya, „anası sarmısak, babası soğan“ olanlar? “Anan turp, baban şalgam“ da deriz bunlara…
„Anası yerindekine tutulan,“ „ anasının kızı olan,“ „anacıl „(anasına düşkün), „anasanlı“ (soyadını ana yönünden alan) olanlar vardır.
Vatanın „anasını bellemek“ isteyenlerle savaşırken şehit olur, gazi olur evlâtlarımız. „Ana yiğidin kalkanıdır.“ „Analar neler doğurur, ne aslanlar doğurur!“ Derler ki,“analar öyle evlâdı beşer beşer doğursun. „
Fatma Anamız, anamız…“Cennet anaların ayağı altındadır.“
Zübeyde Anamız, Türk Milleti’nin anası… „Ana ata, önünden geçmek hata…“
Hayırsız iş yapana değil, anasına çatarlar: „Anaları ne ki, danaları o olsun.“
„Ananın bastığı yavru incinmez.“ „Analı kuzu kınalı kuzudur.“
„Analık, kara yazmalık!..“
Kimi „anadan doğma” öyle olur, kimi “sonradan olma.“
„Ana kızına taht kurar, kız tahtı kocasında ararmış.“ „Ana evlâdını atmış, yar başında tutmuş…“ Ana evlâdından geçmez.“
Bazen önümüze öyle engeller çıkar ki, bizden „anamızın nikâhını“ isterler. Her şey tamammış gibi „anası kusur kaldığı“ da olur. Ortalığın „ana baba gününe“ döndüğü de …
„Anasını öldürüp, anasına da yanarız.“ “Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al!” sözünü kim bilmez?
Kim “ana baba eline bakmak” ister? “Anasının ipliğini pazara çıkarana” ne demeli?
Sabırsız insan, acaba”dokuz ay anasının karnında nasıl sabretmiş?”
“Garibi döğmüşler:”Vay anam,” demiş…”
“Ha anan ölmüş öksüzsün, ha baban…””Herkes ana baba evlâdıdır.”
Kızınca da tüm galiz küfürleri ne yazık ki analar üzerine söyleriz… Analar, “anam karı” olur, kayın analar, “kaynana.”Bu dünyanın da hemen “anasını satarız!..”
Kendini birden ummadığı bir mevkide buluverip, abuk sabuk işler yapmaya kalkana da sorarlar:
“Senin annen güzel mi?”
Açıklamalar:
Bu “Anneler Üzerine” yazdığım yazıyı, analı atasözleri ve deyimlerle yazdım.
“Tüm Annelere Armağan Olsun…”
Annelerimizi bir gün değil her gün analım. Eğer hediye vereceksek onlara hediyemiz bu yıl “al bayrağımız” olsun: “Al Bayrağımız” için, yurdumuzun ulusal güçlerine, kurumlarına, millî çıkarlarımızı gözeterek yayın yapan basın ve yayınımıza(basılı ve bilgiağı-internet-gazetelerine destek olalım,abone olalım, onlara yardım edelim…Seçimde güçbirliğini, muhalefet partilerini, adaylarımızı parasal yönden ve çalışmalarımızla destekleyelim.
Ekler: Yazıda adı geçen türkülerin ve şarkıların dinleme adresleri (Bu adresleri kendi başıma bulmaya çalıştım. teknikten anlayanlar daha güzellerini de bulacaklardır eminim):

Ana Başta Taç İmiş
ANA MENİ YAZ AĞLA
ÇANAKKALE İÇİNDE VURDULAR BENİ
MEHTER MARŞI VE ÇANAKKALE İÇİNDE AYNALI ÇARŞI
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE

FEZA TİRYAKİ

0 yorum:

Yorum Gönder