7 Haziran 2011 Salı

Agarta-Ergenekon Davasında Savcı?.. - İlhan Selçuk


Başbakan RTE ne dedi:

“- Ben Ergenekon (Agarta) davasının savcısıyım...”

RTE, hükümetin başkanı, nasıl böyle bir şey söyleyebilir?..

Şimdi ben ne yapmalıyım?..

AKP’li-Feto’cu dinci ve liboş gazetelerin yazdığına göre Agarta’nın sanıklarından biri imişim...

Savcım kim?..

Recep Tayyip!..

*

Herkes birbirine soruyor:

- Nedir bu Ergenekon?..

AKP’ci ve Feto’cu medyanın ürettiği “bilgi kirliliği”ni İstanbul Başsavcılığı vurguladı...

Sanki her şey uydurma...

Ne nedir sorusu boşlukta...

İsterseniz Agarta-Ergenekon’u üç açıdan masaya yatırıp neyin ne olduğunu saydamlaştıralım.

*

1) Tarihsel ve toplumsal açıdan değerlendirilirse Agarta-Ergenekon davasının içeriği açık seçik ve saydam...

Artık kimi Amerikan ve Avrupa gazetesi de olayın farkına vardı; Türkiye’de iki cephenin hesap-laştığı bir süreç yaşanıyor...

Bir yanda Aydınlanmacılar...

Bir yanda dinciler...

“İslam dünyasında tek laik ülke Türkiye’nin Aydınlanması karartılmak isteniyor..”

Olayın özü bu...

Demek ki tarihsel ve toplumsal açıdan Ergenekon-Agarta’nın karışık ve karmaşık bir yanı yok...

Teşhis konmuştur.

*

2) Hukuk açısından Agarta-Ergenekon nedir?..

Bir faciadır...

Hem soruşturmanın yürütülmesinde hukuku çiğnemek vukuat-ı adiyeden sayılmıştır; hem de içerik bakımından iddianame -dinci - liboş medyasının bu konuda yazdıkları doğruysa- görülmemiş bir acıklı-güldürünün mantığına oturtulmuş, daha dava başlarken iflas etmiştir...

Bekleyelim, görelim...

İddiaya göre Agarta’dan bu yana süregelen bitmez tükenmez kavgada teröristler, Türkiye’de bir ömür boyu süren bütün terör eylemlerinin sorumlusu ve sanığıdırlar...

Bu teröristler Kemalistler’dir...

Cumhuriyet yazarları Uğur Mumcu, Ahmet T. Kışlalı, Bahriye Üçok ve ötekilerini Agarta-Ergenekon terör çetesi öldürmüştür...

Cumhuriyet’i bombalayan örgütün adı nedir?..

Agarta-Ergenekon örgütü...

İlhan Selçuk’la Mustafa Balbay da bu örgüttendir...

Ortalık karışsın ve askeri darbe olsun diye kendi gazetelerini bombalatmışlardır...

*

3) Ancak olayın bir de siyasal yanı, politik amacı, strateji ve taktik anlamı var...

İşte bu boyut çok önemli...

Sanırım Başbakan Recep Tayyip işin bu boyutuna önem verdiğinden Agarta-Ergenekon’un gönüllü savcılığına soyundu...

Dinci-liboş medyasının yazdıklarına göre dava, dünden yarına büyük bir temizliği içeriyormuş...

Agarta-Ergenekon soruşturması savcı-polis marifetiyle bir yıldan beri beş dalga üzerinden aşama aşama yürütüldü; insanlar gözaltına alındı, kimisi içerde hastalandı, kimisi öldü...

Bugün mahkemeye tevdi edilen yaklaşık 2500 sayfalık iddianame beş dalgayı kapsıyor..

Altıncı dalga ek iddianameye girecek...

Ama altıncı dalga da yetmeyecek...

Geçmişten geleceğe uzanan bu Agarta-Ergenekon örgütü öyle bir beladır ki kökü kazınmalıdır; bu nedenle davanın ve soruşturmanın önü açıktır...

Yargıda, üniversitelerde, Ordu’daki tüm Agartacı Ergenekoncuların köküne kibrit suyu ekilecek...

Olayın siyasal amacı ve stratejik boyutu da bu kadar açık...

*

Tarihsel-toplumsal boyutu Aydınlanma ile dincilik, hukuk boyutu hukuksuzluk ve mantıksızlık üzerine oturan Agarta-Ergenekon tertibini kimse küçümsemesin, azımsamasın...

Olayın amacı bellidir...

Ben Agarta-Ergenekon sanığıyım...

Başbakan RTE’nin yerinde olsaydım, bir parçacık aklımla, bu davanın savcılığına talip olmazdım.

0 yorum:

Yorum Gönder