20 Aralık 2010 Pazartesi

Çarkıfelek?..


Kerim Afşar tiyatro sanatımızın unutulmaz adlarındandır, sevgili dostumdu, en yasaklı dönemlerinde Nâzım Hikmetin şiirlerini müstesna sesiyle okurdu…
Yıl sanırım 1973tü, Devlet Tiyatrosunda Peter Schafferin meşhur Küheylanını sahneye koymuşlar, beni davet etti…
Gittim, seyrettim, iki kişi oyunda başı çekiyor, biri Kerim Afşar, öteki genç mi genç bir sanatçı!..
- Kim?.. diye sordum…
Kerim:
- Mehmet Ali Erbil, dedi, henüz öğrenci, ama öylesine yetenekli ki geçerli kuralı bozup rolü ona verdiler…
Erbil yılın en iyi oyuncusu seçildi o sene…
*
Mehmet Ali Erbilin kökeni sağlam bir tiyatro kültürüne dayanıyor, bugün TVde Çarkıfelek programını sürüklüyor…
İzliyorum…
Neden?..
Çünkü iki üç boyutu var programın…
En başta şov ve mizah…
Hayatı tiye almakla birlikte çelişkili toplumsal ve kişisel realiteyi gözler önüne seren yanı ilginç…
Anadoluda evlerin kapısını çalması, ülkedeki aile gerçeğinin manzaralarını sergilemesi cabası
Bizi bize tanıtıyor…
*
Şu günlerde sanırım Mehmet Ali Erbilin başında bir bela dolaşıyor…
Vatan gazetesi pazar günü ekinde konuyu ele aldı, Buket Aşçı sanatçıyla iki sayfalık bir konuşma yapmış
Okurken altını çizdiğim satırları aktarıyorum…
*
Erbil diyor ki:
“- Şu an programı Çarkıfelek partisi diye adlandırıyorlar… İnsanlar aç, parasız ve çok şeye muhtaç; ama küçücük bir şeyle mutlu oluyorlar…
Buket Aşçı: - Ergenekon davası sizi nasıl etkiliyor?
Erbil: - Bütün diskler çözülüyor (gülüyor). Endişe duymuyorum dersem yalan olur. Yarın öbürgün en ufak bir şeyden ötürü, bizim için de Ergenekonla bağlantısı var denilebilir. Hiç belli olmaz!.. Sanırım beni biraz da Ergenekondan tutun medya gruplarına yapılan baskılar rahatsız etti. Yani hepsi üst üste gelince tek partili bir döneme ya da diktatörlüğe gidiyormuşuz gibi…
*
Asıl dava ne?..
Türkiyede softalık yoğunlaşıyor, ham ervah takımının iktidarı mizaha düşmanlaşıyor, Çarkıfeleke bile katlanamıyor…
Abus surat, öfke, kin, kıskançlık, düşmanlık, iktidar, para gırla…
Peki, nereye gidiyoruz?..

0 yorum:

Yorum Gönder