Kerim Afşar tiyatro sanatımızın unutulmaz adlarındandır, sevgili dostumdu, en yasaklı dönemlerinde Nâzım Hikmet’in şiirlerini ‘müstesna’ sesiyle okurdu…
Yıl sanırım 1973’tü, Devlet Tiyatrosu’nda Peter Schaffer’in meşhur ‘Küheylan’ını sahneye koymuşlar, beni davet etti…
Gittim, seyrettim, iki kişi oyunda başı çekiyor, biri Kerim Afşar, öteki genç mi genç bir sanatçı!..
- Kim?.. diye sordum…
Kerim:
- Mehmet Ali Erbil, dedi, henüz öğrenci, ama öylesine yetenekli ki geçerli kuralı bozup rolü ona verdiler…
Erbil ‘yılın en iyi oyuncusu’ seçildi o sene…
*
Mehmet Ali Erbil’in kökeni sağlam bir tiyatro kültürüne dayanıyor, bugün TV’de ‘Çarkıfelek’ programını sürüklüyor…
İzliyorum…
Neden?..
Çünkü iki üç boyutu var programın…
En başta şov ve mizah…
Hayatı ‘ti’ye almakla birlikte çelişkili toplumsal ve kişisel realiteyi gözler önüne seren yanı ilginç…
Anadolu’da evlerin kapısını çalması, ülkedeki ‘aile gerçeği’nin manzaralarını sergilemesi cabası…
Bizi bize tanıtıyor…
*
Şu günlerde sanırım Mehmet Ali Erbil’in başında bir bela dolaşıyor…
Vatan gazetesi pazar günü ekinde konuyu ele aldı, Buket Aşçı sanatçıyla iki sayfalık bir konuşma yapmış…
Okurken altını çizdiğim satırları aktarıyorum…
*
Erbil diyor ki:
“- Şu an programı ‘Çarkıfelek partisi’ diye adlandırıyorlar… İnsanlar aç, parasız ve çok şeye muhtaç; ama küçücük bir şeyle mutlu oluyorlar…”
Buket Aşçı: “- Ergenekon davası sizi nasıl etkiliyor?”
Erbil: “- Bütün diskler çözülüyor (gülüyor). ‘Endişe duymuyorum’ dersem yalan olur. Yarın öbürgün en ufak bir şeyden ötürü, bizim için de ‘Ergenekon’la bağlantısı var’ denilebilir. Hiç belli olmaz!.. Sanırım beni biraz da Ergenekon’dan tutun medya gruplarına yapılan baskılar rahatsız etti. Yani hepsi üst üste gelince tek partili bir döneme ya da diktatörlüğe gidiyormuşuz gibi…”
*
Asıl dava ne?..
Türkiye’de softalık yoğunlaşıyor, ham ervah takımının iktidarı mizaha düşmanlaşıyor, ‘Çarkıfelek’e bile katlanamıyor…
Abus surat, öfke, kin, kıskançlık, düşmanlık, iktidar, para gırla…
Peki, nereye gidiyoruz?..

0 yorum:
Yorum Gönder