21 Aralık 2010 Salı

Çünkü O Benim Cumhurbaşkanım Değildi…


Seçildiği gün söylemiştim:
“O benim cumhurbaşkanım değil…”
Başımıza gelmeyen kalmamıştı…
Oysa sizin de cumhurbaşkanınız değildi, hiç de olmadı, bundan sonra da olmayacak…
*
Laikliği toplumun önünde engel gören, yamaçlara Atatürk’ün sözlerinin yazılmasına kızan, türban için Türkiye’yi AİHM’ye şikâyet edip dava açan, Türkiye’yi tarikat ve cemaatlere teslim eden AKP’nin kurucusu ve teorisyeni…
Hepimizin “Cumhurbaşkanı” olabilir miydi?…
İşte bu yüzden; ana muhalefet partisinin TBMM’ye taşıdığı iddialar havada uçuşurken ve yargı henüz karar vermeden, o bir koşu yanına çağırıp “Ben belediye başkanıma kefilim” diyebildi…
Siz de şaşırdınız!..
*
Orduların başkomutanı sıfatını taşıyor ama, gizli emelleri olmakla suçlanan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kefil olmadı…
Komutanlarına kefil olmadı…
Genelkurmay Başkanı televizyonlara çıkıp “Bu bize yapılan haksızlıktır” diye çığlık çığlığa bağırdığında kefil olmadı…
Saçından sürüklenen öğrencilere de… Süs havuzlarının içine doldurulan işçilere de… Evi basılan, yaşamı karartılan ak-pak aydınlara da… Suçu çocuk okutmak olan çağdaş Türk kadınlarına da kefil olmadı…
Tarikatların üzerine gittiği için süründürülen cumhuriyet savcılarına kefil olmadı…
Yargıçlara kefil olmadı…
Ama hakkındaki iddialar daha havalarda uçuşurken, Kayseri Belediye Başkanı’nı Çankaya’ya çağırıp “kefil” oluverdi…
Üstelik kimse sormadan geldi yanıt:
“Ben kefilim…”
Ben hiç böyle cumhurbaşkanı görmedim….
*
Allah bilir ya siz orada herkesin “cumhurbaşkanı” var sanıyordunuz…
Oysa o bizim cumhurbaşkanımız değil…
Benim değildi…
Sizin de değil…
Olmadı, olmayacak da…

0 yorum:

Yorum Gönder