15 Aralık 2010 Çarşamba

Edep!..


Yıl 2003..
Ocak’ın 16’sı..
Gazetelerde fotoğraflar, haberler, televizyonlarda filmler, çekimler..
Bu kaçıncı?..
Yine bir tarikat basılmış..
Kadınlar yakalanmış..
Kadınlar..
Bizim kadınlarımız..
Tesettürlü..
Örtülü..
Yüzlerini, saçlarını, burunlarını, ağızlarını, boyunlarını kapamışlar..
Hepsi Şeyh’in malı..
Şeyh, kimini imam nikâhıyla nikâhlamış..
Kimini nikâhlamamış..
Okumuş, üflemiş..
Kadınlar..
Bizim kadınlarımız..
Üniversite kapılarını şeriat siyaseti üzre talimatla zorlayan kızlarımızın kardeşleri..
Gönüllü cariye adayları..
Erkeklerin köleleri..
Şeyh’in haremleri..
Şeyh’in adı Yaşar Yılmaz..
Tarikatın adı:
“Edep Grubu”
Oysa Şirazlı Sadi’ye sormuşlar:
“- Edebi kimden öğrendin?..”
Demiş ki:
“- Edepsizlerden!..”
*
Cumhuriyet Devrimi 1925’te çıkarılan bir yasayla tekke, zaviye, dergâhları kapatmıştı.
Kemal Atatürk ne demişti:
“- Baylar ve ey Ulus!..
Biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar ülkesi olamaz!..
En doğru ve gerçek tarikat, uygarlık tarikatıdır.
Tarikat başkanları, bu dediğim gerçeği bütün açıklığıyla anlayacak ve kendiliklerinden hemen tekkelerini kapatacak; müritlerinin artık ‘rüşte’ kavuştuklarını elbette kabul edeceklerdir.
Biz uygarlıktan, bilim ve fenden güç alıyoruz ve ona göre yürüyoruz.
Başka bir şey tanımıyoruz.
Tekkelerin amacı, halkın ussal dengesini yitirtmek ve onları aptal yapmaktır.
Oysa halk, ussal dengesini yitirmemeye ve aptal olmamaya karar vermiştir.’’
(Atatürk’ün “Söylev ve Demeçleri”nden)
*
1925’ten bu yana 78 yıl geçti…
1950’den bu yana, çok partili rejim, Türkiye’de demokrasiyi yaratacağına karşıdevrime dönüştü…
Bu gidişatın üstesinden “muhakkak’’ gelmeliyiz.

0 yorum:

Yorum Gönder