18 Aralık 2010 Cumartesi

İmparator!..


İktidar şürekâsından birisi Washington Post’a gidip “Eski Osmanlı toprakları üzerinde yeni bir imparatorluktan” söz edince, demek ki ciddiye aldılar…
Olmayacak bir şey de değil…
Nasıl olsa “imparator” vardı…
Koyun sonuna bir “luk…”
*
Üzerinde yaşayanların yarısı aç yarısı tokken, memleketi “yıldız ülke” yaptığı varsayılan zatın ne olacağı da belli olmaz aslında.
“Sultan” oldu…
“Padişah” oldu…
O zaman imparator da olabilir…
Yok olmadı, atın im (ses biliminde gürültü oranı) kısmını… İşte size kalacak olan gürültüsüz yanı ile yetinirsiniz:
“Parator…”
*
Görüyorsunuz nitekim; Kayseri’deki büyük rüşvet iddiaları, TBMM kürsüsünden bizzat ana muhalefet partisi lideri tarafından belgeleriyle açıklanınca kim suçlu çıktı:
Açıklayan…
Gazetelerin köşelerinde, televizyonların ekranlarında öyle bir saldırıya uğradı ki, rüşvet çarkı zaferle çıktı bu işten…
Tıpkı ABD devlet arşivine girdiği anlaşılan “Başbakan’ın bankalardaki gizli hesaplarında” olduğu gibi…
Kim “alçak müfteri” oldu?..
Başbakan’ın gizli banka hesaplarının ABD kriptolarına kadar girdiğini söyleyenler ve yazanlar…
Hatta:
Utanmaz…
Hain…
Sahtekâr…
Peki, kimin “beş kuruşunun olmadığı” anlaşıldı?..
Başbakan’ın…
*
İmparatorluk burada da gerekiyor…
Çünkü bu kadar yolsuzluk, kir, pas iddiasının ortaya dökülmeden saklanması, dosyaların uçurulup yok edilmesi, rezaletlerin gizli saklı kalması için bir korku imparatorluğu lazımdı.
Ki insanlar korkularından ağızlarını açmasınlar…
Herkes sinsin
Medya sussun…
Ağzını açan yansın…
İddiası olan tüysün…
*
Zaten olan da budur…
Eksiğimiz imparatordur…

0 yorum:

Yorum Gönder