22 Aralık 2010 Çarşamba

Koltuğunu Boş Bırakmayacaksın…


İnsan her yaşta, her başta bir şeyler öğreniyor…
Ben de son günlerde öğrendim ki eğer bir makamda oturuyorsan, ne odanı boş bırakacaksın, ne de koltuğunu…
Yoksa alimallah odana girip, koltuğuna oturuveriyorlar…
*
Eksik olmasınlar, Balbayla dayanışma adına Cumhuriyete gelen gazeteciler ve yazarlar, ben yokken odamı işgal etmişler…
İşgal etmekle de kalmıyorlar, Akşamda Tuğçe Tatari, Hürriyette Ahmet Hakan eylemlerini yazıya da döktüler…
Tuğçe Tatarinin köşe yazısının başlığı:
İlhan Selçukun odasına girdim
İyi mi?..
Ahmet Hakan daha açık konuşuyor ve diyor ki:
Geçen hafta silahlı terör örgütü üyesi olmaktan tutuklu düşünce suçlusu şeklinde tuhaf tanımlamayla anılan meslektaşımız Mustafa Balbayla dayanışma amacıyla gittiğim Cumhuriyet Gazetesinde İlhan Selçukun odasında boş duran makam koltuğuna oturtulduğumda…
Galiba bana da bu koltuk kaldı deyiverdim…
Peki, tutar mı?
Olabilir mi böyle bir şey?
Şu kadarını söyleyeyim:
Emre Kongar bile yadırgamadı beni o koltukta…
Ne Bu bir karşıdevrimdir diyen çıktı
Ne de Cumhuriyet Gazetesi de elden gidiyor yorumu yapıldı…”
*
Allah sizi inandırsın, bu arkadaşlar yazıncaya kadar hiç düşünmemiştim…
Demek ki ben bir makamda oturuyormuşum…
Kendime özgü odam varmış
Koltuğum varmış
Herkes bilir ki gazetede benim oturduğum odanın kapısı açıktır…
Ben gazeteye gidinceye dek oda çeşitli amaçlarla kullanılır…
Birisi çıkıp da sorsa:
- Eeee.. peki sen ne yapıyorsun orada?..
Yanıtım hazır:
- Vallahi Reis Bey, ben de ne yaptığımı biliyor muyum?..
*
Sözün kısası ister Tuğçe Tatari, ister Ahmet Hakan, ister başka dostlar olsun, hepsine kapılar açık…
Buyursunlar…
Ancak bu Cumhuriyet garip bir gazetedir…
Patronajı okurlardan oluşur…
Vaktiyle ben gazeteden ayrılmıştım, okurlar işe el koydular, geri getirdiler…
Cumhuriyet hepimizin -bu arada siyasi iktidarın- başına bela…
*
Neden bela?..
Çünkü bu gazeteyi, eski deyişle bir fikr-i müdir yönetiyor, yürütüyor…
O fikr-i müdir Ahmet Hakan, Tuğçe Tatari ve eksik olmasınlar gazeteye dayanışma amacıyla gelen öteki arkadaşların çok iyi bildikleri bir Atatürk mirasıdır…
Atsan atamazsın..
Satsan satamazsın..
*
Yine de şu günlerde basında kimin atılıp kimin satılacağına ilişkin geniş bir piyasa, iktidar marifetiyle kuruldu, borsası bile oluştu…
En başta koltuğuma oturan Ahmet Hakan olmak üzere tüm dostlardan yanıt bekliyorum:
- Nedir bu kızışan pazarlık, nedir bu piyasa, nedir bu borsa Allah aşkına?..
Dünyada neoliberalizm yıkılırken Türkiye medyasında üçkâğıtçı neoliberalizm neden modalaşıyor?..

0 yorum:

Yorum Gönder