4 Aralık 2010 Cumartesi

Nereden Nereye?..


Enver Bey 29 yaşında. Berlin’de askeri ataşe. İmparator Wilhelm, genç kurmaya önem veriyor, Türkiye’nin gelecekteki önderi sayıyor, bu hava saraya yayılıyor.

İmparatorun genç yeğenlerinden bir Alman prensesi, Türk binbaşısına ilgi duyuyor. Ancak tüm kadınca yaklaşma çabalarına karşı Enver’in yaptığı tek şey, prensesin karşısında dikilip topuklarını birbirine çarpmak, mahmuz şıkırtısıyla genç kadına yanıt vermek...

Prensesin konağındaki bir “kabul günü”ne Enver çağrılıdır. Prenses odasına çekilir, hafif ve açık bir giysiyle divana uzanır, havaya aşk kokusu sinmiştir; ama, Enver kapıdan girip durumu görünce yine hazır ola geçer, topuklarını birbirine çarpıp ayakta dikilir..

Prenses divandan fırlar, yüzü mosmor kesilir, öfkeyle atar kendisini dışarı:

“- Fakat bu bir manken!..”

Şevket Süreyya bu olayı iki tanıktan dinledikten sonra yazmış...

Genç zabitin utangaç davranışını doğal saymak gerekir. O yılların Osmanlı delikanlısını daha küçük yaştan etkileyen töreler, davranışları belirliyordu. Enver Bey sonunda İkinci Abdülhamit’in kardeşi Şehzade Süleyman Efendi’nin kızı Naciye Sultan’la evlendirilir.

*

Naciye Sultan anılarında o günleri anlatıyor:

“Yazları Nispetiye Köşkü’nde, kışları Feriye Sarayı’nda otururduk. Yan yana olan kardeş saraylarının arasında bile yüksek duvarlar vardı. Her çocuğa maaş bağlanırdı. Her çocuğun kalfası, arabası, lalası ve tablacısı vardı. Bir aile sofrası görmemiştik. Hepimiz kendi başımıza yemek yerdik. 40-50 odalı saraylarda bile yemek odası diye bir şey yoktu. Herkesin yemek tablası kendi odasına gelirdi. Şehzadeler ve sultanlar için mektep de yoktu. Dışardaki mekteplere de tabii gönderemezlerdi. Biz gene saraya gelen özel hocalardan bazı dersler alırdık. Hülasa serbest hayatın hasretini çekerdik. Nitekim bugün düşünüyorum da, her şey pahasına, tekrar o hayata dönmek istemem.”

Naciye Sultan 30 yaşındaki Enver Bey’le nişanlandığı zaman 12 yaşındadır.

1911’de nikâh kıyılır.

Enver Bey Naciye Sultan’ı ancak 1914 yılında görebilecek, düğün de o yıl yapılacaktır.

*

Son yıllarda 1923 Devrimi’ne karşı çeşitli kesimlerden saldırı başladı. Cumhuriyet ile demokrasiyi birbirinden ayırıp 1923 Devrimi’nin Türkiye’ye hiçbir şey getirmediğini söyleyecek kertede aklını yitirmiş olanlar ortaya çıktılar.

Oysa 1923 Devrimi’nden önceki yaşam, ülkenin tepesindeki saraylarda bile ilkeldi.

Cumhuriyet yeni bir insan yarattı.

Yeni bir kadın...

Cumhuriyet devrimini gerçekleştiren kuşaktan gençlerin evlenecekleri kızı ancak nikâhtan sonra gördüklerini düşünmek, yaşananların derinliğini bize anlatabilir.

Ama bu yeterli mi?..

*

Türkiye bir yana, günümüzde Türkiye’ye ders vermeye kalkışan sözde ileri toplumlarda bile kadın ile erkeğin eşitliği sağlanamadı.

Peki, kadın-erkek eşitliğinin sağlanamadığı bir toplumda demokrasi eksik değil midir?..

1923’te kurulan Cumhuriyet kadın hukukunda inanılmaz bir demokratik devrimi gerçekleştirdi.

Yine de tüm insanlıkla birlikte yürüyeceğimiz yol çok uzun...

0 yorum:

Yorum Gönder