9 Ocak 2011 Pazar

Bizi Terk Ettiler

Bekir Coşkun Bizi Terk Ettiler

Gazeteler en son “Kayıp arılar” haberini verdiler.
Gözüm havada kaldı o gün. Bir arı görsem keşke umuduyla gözümü gül ağacının dallarından ayırmadım.
Oysa senede asgari iki kez beni arı sokar…
Ben arıdan korkarım.
*
Sarı-siyah kanatlı elma kelebekleri artık yok.
Toy kuşları, çil keklik, turaç artık gözükmüyorlar…
Telli turna dört tane kalmıştı, arkadaşlar “son telli turnaları yerinde görme turları” düzenleyip de her gün mekânlarına şapkalı-çantalı iki otobüs insan götürüp-getirince, onlar da gittiler.
Renkli arı kuşları…
Bu sene yaban kazları ve Macar ördekleri Tuz Gölü’ne gelmediler, ne Altın Çanak’ta, ne Balık Damı’nda gören olmadı onları…
Dikkuyruklar…
Kırmızı kanatlı mekeler…
Bir tekini bile gören yok kaç yıldır…
*
Beyaz “Şam eşekleri” vardı eskiden, büyüdüğüm şehrin dar taş sokaklarında, boyunlarında çıngırakları ile yük taşırlardı.
Artık yoklar…
Dünyanın en oyuncu ve sevimli yırtıcısı vaşak… Son vaşak Adanalı avcılar tarafından vuruldu…
Bitti…
Anadolu kaplanı, pars, sırtlan, çoktan gitmişlerdi…
Ceylanpınar’ın ceylanları artık bir kafesin içindeler, yoksa tez onlar da gidecekler…
*
Önemi var mı bilmiyorum; canlıları sadece insanlardan oluşan bir dünya çok sevimsiz olmalı… Arısız, turnasız, sincapsız, ceylansız… Kumruların ötmediği sabahlar… Kuytu köşelerine kırlangıçların yuva yapmadığı evler… Kelebeksiz gül ağaçları…
Ve arısız bahçeler…
Ama ne yapacaksınız, her sabah biraz daha sessizliğe uyanan dünyamız, bir gün tümüyle insana kaldığında, yalnızlığını anlayacak insanoğlu…
Nar ağacının dalında bir kelebeğin dahi ne kadar yaşam demek olduğunu öğrenecek…
Şimdilik bu kadarız…
Kimisi gitti…
Bizi terk ettiler…

0 yorum:

Yorum Gönder