1 Ocak 2011 Cumartesi

Bu Sene Belki…


Yılların geçtiğini yılbaşılarında fark ederiz…
Kaç gündür her şey bize bir yılın geçtiğini tekrarlayıp durdu… Yeni yıl kartları, masalara konulan ajandalar, duvarlara asılan takvimler, mağazaların önündeki ağaçlara dolanmış ışıklar…
Telefonların sesi…
Piyango biletçisi…
Yetmedi, başımızın üzerinde patlattılar havai fişekleri…
Durmadan vurdular başımıza:
“Yeni yıl geldi… Yeni yıl geldi…”
*
Yeni yılınız kutlu olsun…
Giden sene iyi değildi…
Bu sene belki…
*
Bence insanoğlu “iyi bir sene” ararken senelerini bitiriyor…
Ya “iyi bir sene” arkada kalmışsa…
Bana kalsa…
İçlerinden seçerek ve dönerek yakalardım o eski seneyi:
1952…
Bir atlının arkasında, kalın kürkün altında, süvarinin beline sarılmışım… Atın nal sesleri çakıllar üzerinde takır tukur… Hiç o kadar huzurlu ve güven içinde olamadım…
Bir dereden geçiyoruz, Urfa-Bozova arasından…
Ne kadar mutluyum, o süvari benim babam…
*
Elimde olsa…
Diyelim ki…
1987…
Siyah gür saçlarımı tarar, bir ucunun biraz daha uzun olmasına dikkat ederek çiçekli fularımı bağlar, eski arabamı yıkar, yanıma henüz hayat arkadaşım sevgilimi alırım. Doğru köfteci İsmail’in yerine… Bir sevimli selam vererekten, hesabı az yazar ola ki…
Ne kadar mutluyumdur kim bilir?..
*
“İyi bir sene” arayarak geçirdik eski seneleri…
Dün gece kıyametler kopartarak ve renk renk havai fişekleri başımızın üzerinde patlatarak haber verdiler:
“2011 geldi…”
*
Yeni yılınız kutlu olsun…
Giden sene iyi değildi…
Bu sene belki…

0 yorum:

Yorum Gönder