30 Ocak 2011 Pazar

Kafayı Yemek...


Geçen gün bir eski dostumuz gazeteye geldi, siyasetten kiyasetten ileri geri konuşuyor...
Dostumuz gittikten sonra içimizden biri dedi ki:
- Bu herif kafayı yemiş...
‘Kafayı yemek’ güzel bir deyiş; kimi zaman yalnız kişiler değil, toplumlar da kafayı yerler...
Bugünkü halimiz o hal...
*
Medyanın manşetlerinde dolaşan en ‘önemli haberler’e bir göz atmak kafayı yediğimizi ayan beyan gözler önüne serer...
Hepimiz neyle meşgulüz?..
Bilmem kaç yıl önce, bir özel sayılacak toplantıda, zamanın Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu, yine zamanın Kara Kuvvetleri Komutanı’nın kola içtiğini görünce demiş ki:
“- Hilmi’ye şarap verin...”
Olay bilmem kaç yıl sonra kaç gazetenin manşetine geçti biliyor musunuz?..
Sofrada bulunan komutanlara gazetecilik raconuyla olay soruldu; ama, çoğu dedi ki:
- Hatırlamıyoruz...
*
Bilindiği gibi sosyal devlet ortadan kalktı; artık ‘sadaka devleti’ var; bu nedenle yoksul halka yardım olsun diye bozuk kömür dağıtılıyor; yaktıkça hava kirleniyor...
Akşam gazetesi hava kirliliğini belgeleyen bir fotoğraf yayımladı diye Başbakan RTE küplere binmiş...
Gazetenin patronuna bas bas bağırıyor:
“- Ya yalan yazmayacaksın, ya gazeteni kapatacaksın...”
Aferin...
Gazetelerde RTE’nin lafı günlerce manşetlerde, köşelerde...
*
20’nci yüzyılın başında, Osmanlı İmparatorluğu devrinde, Birinci Dünya Savaşı’nda, Ruslara dayanıp Doğu Anadolu’da ortalığı birbirine katan Ermenileri, zamanın iktidarı imparatorluk sınırları içinde sürgüne yollamış...
Halt etmiş...
21’inci yüzyıla girmişiz, aradan yaklaşık bir asır geçmiş: Şimdi İstanbul’da bir sürü entel “Ermenilerden özür” kampanyası açıyorlar...
Olay gazetelerin manşetlerinde; dış çevreler de mal bulmuş mağribi gibi konunun üstüne atlıyorlar...
Nedir bu?..
Kafayı yediğimizin resmidir..
*
Üç ay sonra ülke çapında yerel seçimlere gidiliyor, bir yetkili aklıevvel resmen ilan ediyor:
‘- Seçmen sayısı geçen seçimden bu yana 6 milyon arttı...’
- Dur ulan, böyle şey olur mu, nereden çıktı bu?.. derken olay gazetelerin manşetlerinde...
Gel de kafayı yeme...
*
Ülkenin iç ve dış politikası sanal Ermeni soykırımı ile çalkalanıyor ya, ana muhalefet partisinden kafayı yiyen bir hanım çıkıp AKP Cumhurbaşkanı Abdullah Gül için diyor ki:
- Annesi Ermenidir...
Olay günlerce, gazetelerin manşetlerinden inmiyor, Gül bu nedenle mahkemelerde davalar açıyor...
Allah aşkına, kafayı yemek değil de nedir bu?..
*
Adam tam ‘karışık ismi fail’, adı Tuncay Güney; gazete manşetlerinden inmiyor, üstüne yazılan kitapların sayısı kabardıkça kabarıyor...
Adam pek meşhur Ergenekon davasının ortadireği olduktan sonra, önce Amerika’ya sonra Kanada’ya gidip haham olmuş...
Haham gazete manşetlerinden inmiyor...
Başbakan RTE’nin “savcısıyım” dediği Ergenekon davasında o tutuklu, bu tutuklu, o hastalanıyor, bu ölüyor, şu sakat kalıyor; dava bütününün iddianamesi iki yıldan beri tamamlanamıyor; terör örgütünün başındaki failler belli değil...
Kafayı yemezsin de ne yaparsın?..
*
Tüm bu fasa fiso, dedikodu, iftira, yalan dolan, bir incir çekirdeği doldurmaz işlerle hepimiz uğraşırken dünya ekonomik krizi gelmiş kapıyı vuruyor...
Kimsenin krize metelik verdiği yok...
Halk mı?..
Canı cehenneme...
Kafayı yiyenler için halkmış, işçiymiş, köylüymüş, esnafmış, ülkeymiş, devletmiş, işsizlikmiş, borçmuş, harçmış, boş ver...
Hepimiz medyamızın harikulade manşetleriyle ve birbirimizle uğraşalım...
Kafayı yiyenler ancak kafalarını duvara vurdukları zaman ayılırlar...

İlhan Selçuk

0 yorum:

Yorum Gönder