11 Ocak 2011 Salı

Sünni - Nakşi ile Alevi - Bektaşi...


Alevi - Bektaşi inancının özünü kavramak için felsefesini algılamak gerekir...
Peki, felsefesi ne?..
Enelhak!..
Sünni, tövbe estağfurullah, ‘enelhak’ın yanından bile geçemez...
Hele Nakşi, hafazanallah...
Nakşi bugün iktidarda...
‘Said Nursi - Fethullah Gülen Nakşiliği’ bir mezhebi bile değil, dar ve kısıtlı cemaatçiliği temsil ediyor; ama, laik-demokratik Cumhuriyette “Amerikanofil İslamcılığı” kullanan dincilik iktidara geçti...
Fethullah Gülen zaten Amerika’ya yan gelmiş, postu sermiş...
Para bunlarda..
Pul bunlarda..
Siyasal iktidar bunlarda..
Şimdi Nakşi iktidar, Aleviyle anlaşmaya çalışıyor...
Aleviler kendi aralarında durum tartışması yapıyorlar...
*
Ne yapacağını Alevi bilir...
Alevi, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda Mustafa Kemal’in yanındaydı...
Cumhuriyet’in ilanında ve devrimlerinde Atatürk’ün yanındaydı...
Bugün Alevi yine tarihsel bir soru ve sorun karşısında...
Alevi - Bektaşi, Sünni - Nakşi - İslamcı - dinci iktidara karşı nasıl bir tutum takınacak?..
Evet, bu soruya en tutarlı ve gerçekçi yanıtı ancak Alevi verebilir...
*
Ancak elle tutulur ve de somut koşulları ortaya koymak gerekiyorsa gerçek durum nedir?..
Türkiye tüm İslam dünyasında tek laik Cumhuriyettir...
Amerikan Bush yönetimi Anadolu’da “Ilımlı İslam Devleti Modeli”ni öngördü; Nakşi iktidarın bağnaz politikacılarını Cumhurbaşkanlığı’nın Çankaya’sına ve Başbakanlık’ın konutuna oturttu...
Bu durumda Alevi şu soruya yanıt aramalıdır:
Laikliğe karşıt “ılımlı” başka deyişle “Amerikancı” Nakşi iktidarla hangi koşullarda ve nasıl anlaşma yapılabilir?..
Yapılacak anlaşma laiklik temeline karşı Nakşi iktidarı güçlendirecek öğeler taşıyorsa, uzun vadede Aleviliğin tümüyle aleyhine sonuçlara yol açmayacak mıdır?..
*
Alevi - Bektaşi felsefesini en çarpıcı biçimde içeren, mizah içerikli fıkralar ve şiirlerdir...
‘Nakşi - Sünni - dinci’ ile ‘Alevi - Bektaşi - laik’ kişi arasındaki farkı vurgulayan bir fıkrayla yazıyı noktalayalım...
Âşık Ali, bir Nakşi softayla konuşuyormuş...
Nakşi softa demiş ki:
- Ali, sen cehennemliksin... Ne namaz kılarsın, ne oruç tutarsın; rakı içersin, öteki dünyada cayır cayır yanacaksın...
Ali:
- Peki Hoca, sen ne olacaksın?..
- Ben cennete gideceğim...
- Cennete gidersen sana verilen hurileri bağrına basacak mısın?..
- Elbette...
(Cennetteki güzel kıza huri, yakışıklı delikanlıya gılman denir.)
Ali sormuş:
- Peki, yenge hanım da dini bütün değil midir?..
- Beş vakit namazını kılar, ramazanda orucunu tutar, hac farizasını da yerine getirmiştir...
- Diyelim o da senin gibi cennet kapısına vardı...
- Bizim hanım da cennetliktir...
- Ona cennette huri mi sunacaklar, gılman mı verecekler?..
Nakşi softa bozulmuş:
- Tuh Allah belanı versin kâfir herif...
Ali:
- Hoca ne kızıyorsun, bunca namaz, niyaz, oruç ve hacdan sonra yenge hanımın emeği boşuna mı çıksın?...
*
Nakşi ile Alevi’nin hem bu dünyaya hem öteki dünyaya bakışları birbirine benzemez; bu ikisini bir arada yaşatacak devlet düzeni laikliktir...
Sünni - Nakşi iktidar Alevi - Bektaşi’nin ağzına bir parmak bal çalıp dincilik siyasetini yürütmek istiyorsa çok akıllı geçiniyor demektir...
Alevi bu külü yutar mı?..

0 yorum:

Yorum Gönder