29 Ocak 2011 Cumartesi

"Türkiye'yi direnmeye çağırıyoruz"


CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, "Biz sokak, sokak değil, bütün Türkiye'yi AKP'nin zorbalığına, hukuksuzluğuna, astığım astık, kestiğim kestik tutumuna, hak hukuk tanımamazlığına karşı direnmeye çağırıyoruz" dedi.
Parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Tekin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün Burdur'da yaptığı konuşmasına atıfta bulunarak, ''Sayın Başbakan, bugün Burdur'da her zamanki gibi şiddetli ve hiddetli üslubu ile CHP'yi saldırmıştır. Öyle anlaşılıyor ki milletvekillerimizin son günlerdeki bildirisi Sayın Başbakan'ın kimyasını fena şekilde bozmuştur'' dedi.
Başbakan Erdoğan'ın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sorduğu sorulara cevap vermekten çok bu soruları polemiklerle geçiştirmeye çalıştığını ileri süren Tekin, şöyle devam etti:
''Sayın milletvekillerimiz meşru zeminlerde demokrasilerde, özgür ve demokratik bir ülkede meşru haklarını kullanarak bir bildiri yayımlamışlardır. Sayın Başbakan, 'halkı sokak, sokak, mahalle, mahalle direnmeye çağırdılar' demiş. Her zamanki gibi ağzına ne geldiyse söylemiş. Bu çok alışık olduğumuz bir üslup. Biz sokak, sokak değil, bütün Türkiye'yi AKP'nin zorbalığına, hukuksuzluğuna, astığım astık, kestiğim kestik tutumuna, hak hukuk tanımamazlığına karşı direnmeye çağırıyoruz. Onun için ikinci bir Kurtuluş Savaşı'nın zamanıdır, diyoruz.''

Bildirinin her noktasına CHP olarak katıldıklarını belirten Tekin, ''Sayın Başbakan 'böyle bir sorumsuzluk olur mu?' demiş. Bu sorumsuzluk değil, halkımızın, ülkemizin demokrasimizin, hukukumuzun korunması için elimizi taşın altına koymak, sorumluluk üstlenmek, Türkiye'ye sahip çıkmak, bir kez daha net olarak söylüyoruz, partimiz milletvekillerinin haklı tepkilerini eşkıyalık olarak yorumlayan Başbakan iyi bilsin ki gerçek eşkıya derin devleti kurarak, Türkiye'yi korku imparatorluğuna çevirenlerdir. Ama Sayın Başbakan ile tüm yandaşları şunu çok iyi bilsin ki 'eşkıya, dünyaya hükümdar olamamıştır' ve eşkıya Türkiye'de de hükümdar olamayacaktır'' dedi.
Tekin, daha sonra milletvekilleri tarafından yayımlanan bildiriyi okudu.

"'Roma'yı bunlar yaktı' derse şaşırmayın"

Başbakan Erdoğan'ı, işçilerin, memurların, öğrencilerin, ıslıkların rahatsız edebileceğini ifade eden Tekin, şunları söyledi:
''Siz 12 Eylül Anayasası'ndan önce mahallelerde, caddelerde, sokaklarda insanlara özgürlük dersi verirken şimdi bir hak arama eylemini meşru zeminin dışına çıkarmaya kimin hakkı olabilir. Sayın Başbakan demokratik bir kültürden gelmemiş olabilir ancak buna alışması gerekiyor. Sayın Başbakan'ın şöyle bir üslubu var, 'Basını susturdum, üniversiteleri susturdum, medyayı susturdum, gençleri susturdum ama bir CHP'yi susturamadım.' CHP'yi susturmak için de sayın Başbakan, bugüne kadar hiç bir Başbakan'ın kendisine yakıştırmadığı üslupla CHP'ye saldırmaya devam ediyor. Sayın Başbakan bu saldırılarına devam ederse bundan sonra da şiddetli bir şekilde aynı nitelikte cevabını alacaktır.''

Başbakan Erdoğan'ın, geçmiş dönemlerde Kahramanmaraş'ta, Çorum'da yaşanan acılarla ilgili CHP'ye pay çıkarmaya çalıştığını savunan Tekin, ''Önümüzdeki dönemde Sayın Başbakan 'Roma'yı da bunlar yaktı' derse hiç şaşmayın. Ben Sayın Başbakan'ın siyasi üslubunu değiştirmesini talep ediyorum. İnşallah üslubunu düzeltir'' dedi.
Tekin, Başbakan Erdoğan'dan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisine yönelttiği sorulara cevap vermesini beklediklerini de söyledi.
Kılıçdaroğlu'nun yolsuzluklarla ilgili olarak sadece iddia değil, somut belgeler ortaya koyduğunu, her konuşmasıyla Başbakan Erdoğan'ın kimyasının bozulduğunu ileri süren Tekin, ''Önümüzdeki dönemde görünen o ki daha çok kimya bozacaktır. Yolsuzlukların daha çok konuşulduğu, yasakların olmadığı bir ortamı yaratmak için yolumuza devam edeceğiz'' dedi.
Tekin, açıklamaların gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"Hak arama diyelim"

Bir gazetecinin bildiriyle ilgili olarak en çok ''direniş'' kelimesinin tartışma yarattığını, bunun ne anlama geldiğini sorması üzerine Tekin, ''Hadi onu kaldıralım 'hak arama' diyelim. Nedir direniş, sonuç itibarıyla hak aramadır. Kullanacağımız her üslubu Sayın Başbakan'ın testinden mi geçireceğiz? Arkadaşlarımız, bu haksızlığa bu hukuksuzluğa bütün üniversitelerin, odaların, sivil toplum örgütlerinin mutlaka ses çıkarması gerektiğini söylüyor. 'Direniş' derken bizim elimizde silahımız yok, askerimiz, ordumuz yok...İnanıyorum ki bu yanlıştan bir an önce döneceklerdir'' diye konuştu.
Bir gazetecinin ''Başbakan'ın açıklamalarına aynı şiddette cevap vereceğinizi söylediniz. Bu diyaloglardan halkın rahatsız olacağı endişesini taşıyor musunuz?'' şeklindeki sorusuna Tekin, şu karşılığı verdi:
''Kesinlikle halkımız çok rahatsız. Sayın Kılıçdaroğlu'nun üslubunu çok iyi bilirsiniz. Bugüne kadar sayın Genel Başkanımızın üslubu terbiye sınırlarının dışına çıkmış değildir. Ama Sayın Başbakan'ın üslubunu hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Heykelle ilgili üslubunu biliyorsunuz, içki ile CHP ile ilgili üslubunu biliyorsunuz. Sayın Başbakan değil miydi, CHP'ye 'cibilliyetsiz' diyen?... Sayın Başbakan bu üslubunu düzeltmezse elbette biz aynı karşılıkta cevap vereceğiz''
Tekin, ''Başbakan'ın açıklamaları ile ilgili mahkemeye başvurmayı düşünüyor musunuz?'' yönündeki soruya da böyle bir düşüncelerinin bulunmadığını, Başbakan'ın üslubunu topluma havale ettiklerini söyledi.

Anket sonuçları

Anket sonuçları ile ilgili açıklamalarının hatırlatılması üzerine de Tekin, Türkiye'de 50'ye yakın partinin siyasi alanda emek verdiğini, bu emeklerin yok sayılamayacağını söyledi.
Türkiye'de yapılan anketlerin gerçeği yansıtmadığını savunan Tekin, bunu yerel seçimlerde İstanbul'da gördüklerini bildirdi.
İktidar partisinin oy oranını yüzde 50 olarak açıkladığını belirten Tekin, ''Elinizde yüzde 50 oyunuz varsa o zaman niye bu ülkeyi geriyorsunuz. Yandaş basın, yandaş iş adamları olduğu gibi yandaş kamuoyu yoklama şirketleri var. Bu şirketlerle her zaman bu konuyu tartışmaya hazırım...'' dedi.

"Büyükerşen saflarımıza katılacaktır"

Tekin, DSP'den istifa eden Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile bir görüşmelerinin olup olmadığının sorulması üzerine de görüşmelerinin olmadığını ifade ederek, ''Görüşmemiz olmadı ancak inanıyorum ki Sayın Büyükerşen ve önümüzdeki günlerde de çok sayıda belediye başkanımız saflarımıza katılacaktır'' diye konuştu.
Tekin, bir gazetecinin, Başbakan Erdoğan'ın Burdur'daki konuşması sırasında ''CHP yol geçen hanı mı?'' ifadesini kullandığını anımsatması üzerine, şunları söyledi:
''Sayın Başbakan CHP ile meşgul olacağına Türkiye ile meşgul olsun. Son günlerde CHP'de sanki bir iç kavga varmış, bir iç çekişme varmış gibi yazıları gazetelerde görüyoruz. Onu şiddetle kınıyorum. Süheyl Hoca ile benim yumruk yumruğa girdiğimi bile yazdılar. Bir tanesini bile gösterebilirlerse siyaseti bırakırım. Belli ki sayın Başbakan kendi yandaşlarının yazdığı yazılardan etkilenerek, CHP ile meşgul olmak istiyor, CHP'nin kurumsal kimliğini Sayın Genel Başkanımız temsil ediyor, sayın Genel Başkanımızın bilgisi olmadan hiç bir arkadaşımızın, bildirisi, demeci, açıklaması mümkün değildir. Ne oluyorsa Sayın Genel Başkanımızın bilgisi dahilinde oluyor. Sayın Başbakan CHP ile değil, yolsuzluklarla, işsizlikle meşgul olsun. CHP'de ısrarla 'bir kavga yaratabilir miyiz?' uğraşısı içerisinde olanlar, kusura bakmasınlar daha çok bekleyecekler.''
Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum'un, bazı Ergenekon sanıklarının milletvekili adayı yapılmasına ilişkin açıklamalarının hatırlatılması üzerine Tekin, bunun kendi düşüncesi olduğunu söylediğini anımsattı.

0 yorum:

Yorum Gönder