TGB'liler Emrullah Uslu ile tartışıyor
Taraf gazetesinin komiser kökenli köşe yazarı Emre (Emrullah) Uslu'ya bir oyun oynadık. Fakat bu oyunun sonuçları Türkiye'nin yurtseverlerine yönelik Balyoz, Ergenekon, Poyrazköy gibi tertiplerin nasıl yürütüldüğüne dair ipuçları verdi. Aynı zamanda 'yandaş' takımının 'gazeteciliği' konusunda da bize eşsiz bilgiler verdi.
Baştan başlayalım. Her şey Komiser Emrullah'ın 5 Şubat 2011 tarihli köşe yazısında TGB ve Sayın Prof. Dr. Süheyl Batum hakkındaki asılsız iftiralarıyla başladı. TGB'nin Erzurum'da toplayacağı Tayyip Erdoğan'ınkine alternatif öğrenci kurultayının Süheyl Batum tarafından organize edildiğini, otobüs maliyetinin yine Batum tarafından karşılandığını ve daha birçok yalanı sözde "Erzurum'a giden bir gencin tanıklığıyla" yazıyordu. Biz iki gün sonra İstanbul'da Taraf gazetesinin önüne giderek bir açıklama yaptık ve Emrullah Uslu'nun yalanlarını yüzüne çarptık. Tam 6 maddede Uslu'nun yalanlarını çürüttük. Emrullah Komiser'e konuşan öğrenci falan yoktu. Bu açık. Kendisine yollanan yasadışı telefon görüşmelerini yalan yanlış birleştirerek kendince bir kurgu hazırlamıştı. Yani 'birileri' Emrullah Komiser'in kulağına bir şeyler üflemiş, o da yazmıştı.
Burada bir oyun oynayalım dedik. Nazlı Türkmen isimli TGB yöneticisi bir arkadaşımıza 'itirafçı' gibi Emre Uslu'ya e-posta attırdık. Onun 'kanıtsız', 'belgesiz' yazısına 'kanıtlar' sunacaktı bu arkadaşımız. Komiser Emrullah o kadar mutlu oldu ki hemen döndü. Çünkü bizim ilk yazısına yaptığımız yalanlama ve gazete yönetiminin yazıyı 'belgesiz' diye tasvip etmediğini açıklaması Emrullah Komiser'i hayli germişti. Biz, ruh halini onun twitter hesabından sürekli takip ettik. 'Beni sözde yalanlayanların yalanlarını onlara yedireceğim, tabii Batum'a da", "Süheyl Batum'la ve TGB ile ilgili yeni belgeler yolda", "konuşan öğrenciler var", "TGB'ye ve Süheyl Batum'a hodri meydan, yarın Taraf'ta" işte yazdıklarının bir kısmı bu. Bunlar üzerinden bize hodri meydan çekmekte ve twitter ortamlarında arkadaşlarına hava atmaktaydı.
Biz 12 Şubat 2011 Cumartesi'yi dört gözle bekledik. Çünkü 'sazanımız' feci halde ağa takılmıştı. Tam da tahmin ettiğimiz gibi aktardığımız her şeyi aynen yazmış. "Yer mi acaba?" diyorduk, yedi!
Dün Emre Uslu'yu Nazlı arkadaşımıza aratarak feci halde 'keklendiğini' kendisine bildirdik. Hem de TGB'nin Genişletilmiş Genel Yönetim Kurulu toplantısında yurt çapından gelen 250 yönetici arkadaşımıza canlı yayın yaparak. Nazlı Türkmen arkadaşımıza Taraf gazetesinde verdiği randevuya da gittik. Ama karşımıza çıkmadı. 'Konuşmak istemediğini" söyledi. İki gün önce "hodri meydan" çeken Emrullah bey şimdi inzivaya çekilmiş. Neden karşımıza çıkamıyorsun? Hala twitterda yalanlarını yazmaya devam ediyor. Biz senin gazetenin içine geldik, 'deplasmana' geldik sana orada hodri meydan dedik ama senin bir gram cesaretinin olmadığını gördük! Tekrar hodri meydan! Gel istediğin TV kanalında bir araya gelelim. Yalanlarını bir de orada çarpalım yüzüne.
Değerli basın mensupları asıl önemli olan nokta bir gerçeğin açığa çıkmasıdır. O gerçek şudur; işte Türkiye'nin yurtsever insanlarına yönelen tüm tertipler ve medya operasyonları bu yolla yapılıyor. Uydurma belgeler, sahte tanıklar, imzasız ihbar mektupları havada uçuşuyor. İşte bugün Balyoz operasyonunu konuşuyor Türkiye. Ne var orada? 2003 yılındaki sözde darbe planının tüm belgeleri 2008 ve sonrasında hazırlanmış! Biz de buna dâhiliz. 2006 yılında kurulan TGB, 2003'teki darbe planında 'dost kuvvet' olarak yer alıyor.
Değerli basın mensupları işte TGB'ye ve yükselen, büyük bir etki alanına sahip olan öğrenci hareketine karşı psikolojik savaş bu sazanlar aracılığıyla yürütülüyor. İşte Sayın Batum'a yönelen linç kampanyası bu gazeteci kılıklı tetikçiler eliyle yürütülüyor. İşte Türkiye'nin Atatürkçü, yurtsever güçlerine yönelik operasyonlar böyle tezgâhlanıyor.
İşte bunların gazeteciliği bu kadardır. Emrullah Uslu'ya giden sözde muhbir arkadaşımız "TGB Balyoz kapsamında Fatih Camii'ni bombalayacaktı" dese onu da yazardı. Hatta "balıklar uçabilir, kuşlar da memelidir" desek onu da yazacaktı. Uğur Mumcu da gazeteci bu 'sazan' da gazeteci, Abdi İpekçi de gazeteci bu 'kek' de gazeteci. Gelen bilgileri doğrulatma birkaç kaynaktan daha teyit etme zahmetine bile katlanmıyor. Açıp bize "böyle bir şey var ne diyorsunuz?" diye sormuyor. Emrullah Uslu'ya çağrımız gazeteciliği bırakması ve emniyet içinde komiserliğine devam etmesidir. Hatta mümkünse yeni geldiği Utah'a geri dönüp Fethullah Gülen'den aldığı eğitime devam etmesidir.
Zira yeterince öğrenememiş tertipçiliği, tetikçiliği. Taraf gazetesine ise kendilerine zarar veren bu adamdan kurtulmalarını öneriyoruz. Yoksa tüm yayınları şaibeli olmaya devam edecek.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
tgb.gen.tr
0 yorum:
Yorum Gönder