27 Şubat 2011 Pazar

Kaçak Güreş! -Cüneyt Arcayürek

 Kaçak Güreş!

B
aşbakan RTE, Dersim konusunda kaçak güreşiyor.
CHP’nin Doğu ve Güneydoğu illerinde, bölgenin ve insanların sorunlarına doğrudan eğildiğini, sosyal ve ekonomik konuların yanı sıra Kürt sorununa doğrudan çözüm önerileri hazırladığını görünce fena halde rahatsız oldu.
Dersim olaylarıyla ilgili bir-iki belge açıklayacağını söyledi.
Asıl amacı gerçeklerin ortaya çıkması değil.
Asıl amacı dar ve kör particilik anlayışıyla, Dersim’de yaşanan dramatik olayların sorumluluğunu bir iki belgeyle yine CHP’ye yüklemek ve bölge halkı indinde karalamak!
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, -şayet konunun kamuoyunda gerektiği biçimde anlaşılmasını istiyorsa- Başbakan’ın, devlet arşivindeki Dersim belgelerinin hepsini açıklamasını istedi.
RTE ise atv gibi iktidar partisine oynayan bir kanalda, Sabah gibi AKP’nin yoldaşı, yandaşı bir gazetenin yazarlarıyla yaptığı söyleşide Kılıçdaroğlu’na verdiği yanıtta, başka türküler seslendirdi.
“Bu konuda yanlış anlama varmış” diye başladı, devam etti:
“Bir defa” Kılıçdaroğlu Başbakanlık arşivini kastediyorsa, bu arşiv herkese açıkmış.
Yok eğer CHP Genel Başkanı, “Beyefendiden Dersim ile ilgili ‘bilgi’ almak istiyorsa, daha önce açıkladığı belgeler gibi bundan sonra da bazı belgeleri ‘vakti saati geldiğinde’ açıklayacakmış!”
***
Bir genel başkan, devlet arşivlerini açıklama yetkisini elinde bulunduran sorumlu hükümetten, gerçeklerin olduğu gibi ortaya çıkması için arşivlerdeki belgelerin bir ikisini değil, bütününü açıklamasını istiyor.
Üstelik sıfatı Başbakan, öteki genel başkan; tecahülü arifaneden gelerek diğer partinin önerisine yan çiziyor. Türkçesi kaçak güreşiyor.
Kimi gerçeklerin sömürdüğü ve sömürüldüğü gibi olmadığını ortaya çıkaracak devlet arşivlerini “açarım” diyemiyor.
Kılıçdaroğlu, kaçağın arşivleri açmayacağını değil, açamayacağını bildiği için, bir ikinci hamle yapıyor: Genelkurmay’ın arşivlerini de açıkla!
Hazretten ses yok. Lakin çağrısına ikinci elden bir yanıt.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’ten… Ama ne yanıt?
“Gerek Genelkurmay arşivindeki belgelerin gerekse Başbakanlık arşivindeki belgelerin incelenmesi sonucunda” … asıl foyası ortaya çıkacak olan CHP imiş.
Ya’vu asıl sorun da bu zaten.
Sizin bilinen amacınız doğrultusunda belgeleri inceleyerek kamuoyunu yanıltmanız değil istenen.
AKP’nin olayların saptırılmasını, partisel amaçlarla kullanılmasını önlemek için arşivlerin bütünüyle açıklanmasıydı istenilen.
***
Bu adamların nalıncı keseri gibi her olayı kendilerine yonttuğunu -kimi saftirikler, yandaşlarla yalakalar dışında- hâlâ bilmeyen kaldı mı acaba?
Medyamızın da maşallahı var: Hükümeti öven manşet başlıkları esirgemeden kullanıyor…
Libya’daki kanlı, yağmalı, saldırgan olayları gecikmeli olarak fark eden hükümetin oradaki vatandaşlarımızı tahliye hareketini, medyamız “Cumhuriyet tarihinin ve yüzyılın en büyük tahliye olayı”, Türkiye’yi dünyada böylesini beceren tek ülke diye göstererek hükümeti onurlandırdı.
Onur Öymen, bir milletvekili. Ne ki böylesine palavra iddia ve övgülere limon sıkacak bilgi birikimiyle her zaman ses getiren bir diplomat, siyasetçi.
Tarih bilmeyenlere şöyle basit bir tarih dersi veriyor:
“…1975 yılında Güney Kıbrıs’ta kalan ve İngiliz üslerine sığınan 60 bin (yazı ile altmış bin) yurttaşımızı iki haftadan az sürede tahliye ettik. 10 gün içinde havadan taşıdığımız yurttaşlarımızın sayısı 9391 idi…”
Sen gel de kimilerine, bu türden ama zamanın hükümetleriyle medyasının büyütmediği gerçekleri, örneğin 2. Dünya Savaşı’nda ağır ateş altındaki İngiliz askerlerini Fransa’nın kuzeyinden kurtaran tarihsel tahliye olaylarını anlatabilirsen, anlat!
***
Hadi tahliyeleri abartmadan edemiyorsunuz.
Hiç değilse, Tunus’taki isyandan sonra Kuzey Afrika ülkelerine domino etkisi yaparak benzeri olayların Libya’yı da saracağını önceden kestiremeyen hükümet zafiyetini irdeleseniz ya!
Trablus Büyükelçiliği’nin 18 Şubat’ta, Libya’da olayların başlamasından 48 saat önce “orada benzeri olayların beklenmediğini, bu nedenle müsterih olunmasını” duyurduğunu, üstelik bu duyumun sonradan büyükelçilik internet sitesinden acele kaldırıldığını neden saklıyorsunuz?
…ve fakat: Başbakanlık’ın aynı duyumun çok sonradan başmüşavirlik internetinden de kaldırdığını neden yazıp neden üstüne gitmiyorsunuz?
Bu yanlış da değil, basiretsizlik kanıtlayan duyumlar… Hükümetin olayların başlamasından günler sonra denizden de tahliye hareketine girişmesi, yüzyılın ve Cumhuriyet tarihinin en büyük tahliyesi üzerine daha bugünden düşen gölgelerdir.
Arkası gelecek… TV ağzı ile söyleyelim: Az sonra!

0 yorum:

Yorum Gönder