R
TE ile Çankaya’dakinin sevgili Arap kardeşi Kaddafi, vatandaşı Arap kardeşlerine ağır silahlarla ateş yağdırıyor.
Libya’da isyan başladığı günden beri konuşması bekleniyor RTE’nin.
Düşük Mübarek’e halkın sesini dinlemesini ısrarla söyleyen mübarek başbakanımız, günlerdir susuyor.
Çankaya’daki AKP’li de bir iki günde 300’den fazla insan öldüren Kaddafi’ye kan dökmemesini öneriyor ve…
…lâkin Kaddafi’nin zorba, astığı astık kestiği kestik rejimini eleştirmiyor, bu ülkeye de layık olduğu ölçüde demokrasi getirilmesini dilemiyor.
Özenerek bezenerek yaptığı açıklamalarda, Kaddafi diktatörlüğüne artık çekip gitmenin zamanı geldiğine değinemiyor.
Mazeret hazır: Libya’nın iç politikasına karışmamak!
Mısır’a, Tunus’a halkın sesini dinle diyeceksin; aynı yolun yolcusu Libya’ya geldi mi iç politikayı öne süreceksin!
Kim yer bu yalancı dolmayı?
***
Kaddafi ailesi bir çete.
Çetenin reisi; Türkleri sevmediğini birçok açıklaması, davranışı ile kanıtlayan, sonradan görme bir subay artığı, baba Kaddafi…
Oğul Seyfülislam isyanın başladığı gün televizyonlara çıktı. İsyanı içlerinde Türklerin de bulunduğu yabancıların kışkırttığını söyledi.
Delilsiz, kanıtsız bir iddia ama neden Amerikalılar, İngilizler, Almanlar değil de Türkler sorusunun yanıtı; baba Kaddafi’nin önceki demeç ve davranışlarında.
Yakın geçmişte Başbakan Erbakan’a Libya ziyaretinde de engin dış politika görüşleri ile refakat eden Çankaya’daki AKP’li, Hoca’nın yakın danışmanıydı.
Bugün hararetle destek verdiği AB’ye Erbakan’ın rahle-i tedrisinde ikbal yolları ararken keskin bir AB düşmanlığı sergileyen, Hoca’sının İslam Ortak Pazarı gibi ham hayal projesini TBMM’de destekleyen Çankaya’daki AKP’linin; Kaddafi’nin ne mal olduğunu bilmediği söylenebilir mi?
Gerektiği biçimde söyleyecekken kardeş kanı döken Kaddafi’ye; demokrasi âşığı, insan hakları savunucusu ise Çankaya’daki, neden susuyor?
***
İktidar kodamanları, başta Çankaya’daki AKP’li oğulun suçlamasını sindirdiler.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu yaptığı kısa açıklamada ne dedi biliyor musunuz?
Kaddafi ağzıyla konuşan oğulun sözleri “dil sürçmesi” imiş!
Aklınla bin yaşa Dışişleri Bakanımız!
***
Böylesi büyük kargaşalarda dikkatlerden kaçan can sıkıcı olaylar da izleniyor:
Sanayi Bakanı basına Libya’da iş gören yatırımcılarla yaptığı toplantıyla ilgili bilgi verirken orada, çeşitli illerde çalışan Türklerin saldırıya uğradığına dair bilgi gelmediğini söyledi.
Libya’dan gelen kadın erkek vatandaşlar ise Türk şantiyelerinin talan edildiğini, Türk işçilerinin dövüldüğünü, ellerindeki yiyeceği Kaddafi askerlerinin aldığını, su sıkıntısı çektiklerini açıklıyor.
Şimdi hangisine inanacağız? Libya’dan gelenlere mi, bakana mı?
Zaten iktidara inanmak söz konusu olunca bir an durup düşünmek gerekiyor.
Örnek bol. Geçende RTE:
(1)- 2012’de siyaseti bırakacağı vaadinden bir güzel tornistan etti.
(2)- 2011’de genel başkanlığı bırakıp, 2013’te halkın seçeceği cumhurbaşkanlığı için Anadolu yollarına düşeceğini açıkladı…
İktidardakilere inanmak söz konusu olunca baştan beri benimsedikleri şu özdeyişi anımsamaz mısınız:
Yalandan kim ölmüş ki!
Düşük Mübarek’e halkın sesini dinlemesini ısrarla söyleyen mübarek başbakanımız, günlerdir susuyor.
Çankaya’daki AKP’li de bir iki günde 300’den fazla insan öldüren Kaddafi’ye kan dökmemesini öneriyor ve…
…lâkin Kaddafi’nin zorba, astığı astık kestiği kestik rejimini eleştirmiyor, bu ülkeye de layık olduğu ölçüde demokrasi getirilmesini dilemiyor.
Özenerek bezenerek yaptığı açıklamalarda, Kaddafi diktatörlüğüne artık çekip gitmenin zamanı geldiğine değinemiyor.
Mazeret hazır: Libya’nın iç politikasına karışmamak!
Mısır’a, Tunus’a halkın sesini dinle diyeceksin; aynı yolun yolcusu Libya’ya geldi mi iç politikayı öne süreceksin!
Kim yer bu yalancı dolmayı?
***
Kaddafi ailesi bir çete.
Çetenin reisi; Türkleri sevmediğini birçok açıklaması, davranışı ile kanıtlayan, sonradan görme bir subay artığı, baba Kaddafi…
Oğul Seyfülislam isyanın başladığı gün televizyonlara çıktı. İsyanı içlerinde Türklerin de bulunduğu yabancıların kışkırttığını söyledi.
Delilsiz, kanıtsız bir iddia ama neden Amerikalılar, İngilizler, Almanlar değil de Türkler sorusunun yanıtı; baba Kaddafi’nin önceki demeç ve davranışlarında.
Yakın geçmişte Başbakan Erbakan’a Libya ziyaretinde de engin dış politika görüşleri ile refakat eden Çankaya’daki AKP’li, Hoca’nın yakın danışmanıydı.
Bugün hararetle destek verdiği AB’ye Erbakan’ın rahle-i tedrisinde ikbal yolları ararken keskin bir AB düşmanlığı sergileyen, Hoca’sının İslam Ortak Pazarı gibi ham hayal projesini TBMM’de destekleyen Çankaya’daki AKP’linin; Kaddafi’nin ne mal olduğunu bilmediği söylenebilir mi?
Gerektiği biçimde söyleyecekken kardeş kanı döken Kaddafi’ye; demokrasi âşığı, insan hakları savunucusu ise Çankaya’daki, neden susuyor?
***
İktidar kodamanları, başta Çankaya’daki AKP’li oğulun suçlamasını sindirdiler.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu yaptığı kısa açıklamada ne dedi biliyor musunuz?
Kaddafi ağzıyla konuşan oğulun sözleri “dil sürçmesi” imiş!
Aklınla bin yaşa Dışişleri Bakanımız!
***
Böylesi büyük kargaşalarda dikkatlerden kaçan can sıkıcı olaylar da izleniyor:
Sanayi Bakanı basına Libya’da iş gören yatırımcılarla yaptığı toplantıyla ilgili bilgi verirken orada, çeşitli illerde çalışan Türklerin saldırıya uğradığına dair bilgi gelmediğini söyledi.
Libya’dan gelen kadın erkek vatandaşlar ise Türk şantiyelerinin talan edildiğini, Türk işçilerinin dövüldüğünü, ellerindeki yiyeceği Kaddafi askerlerinin aldığını, su sıkıntısı çektiklerini açıklıyor.
Şimdi hangisine inanacağız? Libya’dan gelenlere mi, bakana mı?
Zaten iktidara inanmak söz konusu olunca bir an durup düşünmek gerekiyor.
Örnek bol. Geçende RTE:
(1)- 2012’de siyaseti bırakacağı vaadinden bir güzel tornistan etti.
(2)- 2011’de genel başkanlığı bırakıp, 2013’te halkın seçeceği cumhurbaşkanlığı için Anadolu yollarına düşeceğini açıkladı…
İktidardakilere inanmak söz konusu olunca baştan beri benimsedikleri şu özdeyişi anımsamaz mısınız:
Yalandan kim ölmüş ki!
Cüneyt Arcayürek
0 yorum:
Yorum Gönder