7 Şubat 2011 Pazartesi

Laetitia ve Adliye -Mümtaz Soysal

Laetitia ve Adliye

YAZILIŞI zor olduğu ve üstelik e’nin üstüne bir de iki nokta koydukları için, siz “Letisya” diye okusanız pekâlâ olur. Çok mu önemli? Önemli değil ama, bizdekilere benzer önemli bir hukuk tartışmasında sık geçecek bir adın kolay söylenebilmesi için yararlı.

Batı Fransa’nın Nantes kenti yakınlarındaki bir göletin dibinde kolları, bacakları, galiba başı da koparılmış cesedi bulunan bir genç kadının adıymış bu. Cinayet, canavarca oluşundan ötürü kamuoyunu sarstı ama, yol açtığı tartışma daha da sarsıcı oldu.

Suçu Tony Meilhon adında birinin işlediği çabuk anlaşıldı. Adam kısa süren bir birliktelik boyunca ve ayrılırken kadına eziyet ettiği için zaten bir yıl hapse çarptırılmış, ayrıca mahkemeye hakaretten iki yıla mahkûm olup psikiyatri tedavisi görmesi ve iş araması için emniyet gözetimi altında tutulmasına hükmedilmiş durumdaymış. Cinayet şüphesi üzerinde yoğunlaşınca inkâra çalışmışsa da, dalgıçların göletten çıkardığı ceset parçaları taze olduğundan başaramamış.
Buraya kadar, bütün vahşetine karşın, benzerlerine başka ülkelerde de rastlanan söz konusu cinayet, önemsenecek bir olay sayılmaz değil mi?
Ama hayır; Sarkozy Fransa’sında çok önemli bir olay sayıldı bu.
Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, şarkıcı eşinin güzelliği kadar bazı konulara sımsıkı takılışıyla da tanınır. Letisya cinayeti öyle bir konu oldu onun için. Ülkesinin yarı başkanlık sistemine hükmeden bu ufak tefek adam, şimdi polisleri, savcıları, yargıçları haşlamakla meşgul.
Fransa, aslında bu üç topluluğu da rahatlatan, ama bizde bir türlü gerçekleşmeyen “adli zabıta”yı çoktan kurmuş bir devlet. Sarkozy işte tam bu konuda kızgın: “Böyle bir devlet” diyor, “Tony canavarını cezası bitmeden nasıl salıverir? Bu ne biçim emniyet gözetimidir ki, canavarın zavallı Letisya’yı öldürmesini önleyememiştir?”
Bundan sonrası, bizdekine benzeyen bir tartışma. Ama, önemli bir farkla: Yargıçların ve savcıların sendikaları var. Sarkozy konuştukça, onlar da “Ne ödenek verip ne olanak sağladınız ki kusursuz hizmet bekliyorsunuz? Nantes mahkemelerinde dava dosyaları yığılı duruyor. Herkesi apar topar içeri tıkıp kalabalık tutuklu koğuşlarında isyanlara mı yol açsaydık? Bozuk düzenin bedelini bize mi ödeteceksiniz?” diye sesli yanıt veriyorlar.
Sonuç şu: O hukukçu sendikalarının kararıyla Cumhurbaşkanı’nı protesto için bir çeşit grev: Perşembeye kadar davalara bakılmayacak.

0 yorum:

Yorum Gönder