Bir ay kadar önceydi. Genç bir polis yolumu kesti:
- Ben Kürdüm. Ama Kürt olduğum için hiçbir yerde farklı muamele görmedim. Yazdıklarınıza tamamen katılıyorum. Lütfen daha yüksek sesle söyleyin ki; bu bir Kürt sorunu değil, Güneydoğu sorunudur… Türkiye’deki Kürtlerin büyük çoğunluğunun benim gibi düşündüğüne eminim. Bizi ne HEP temsil ediyor, ne de PKK!…
“Siyasal Düşünceler” dersinde Güneydoğu sorununu tartışıyorduk. Tartışmalara hemen hiçbir zaman katılmayan bir kız öğrencim parmağın kaldırdı:
- Ben Kürdüm. Ama olaya bir “Kürt Sorunu” olarak yaklaşılmasından rahatsız oluyorum. Sorunu böyle sunmak, en azından benim gibi milyonlarca Kürde büyük haksızlık. Sadece şiddete değil, o şiddeti haklı göstermek için kullanılan gerekçelerin çoğuna da katılmıyorum.
Genç polisi; beni hararetle kutlamaya iten yazımdaki ana düşünce açıktı: Nasıl ki Dev Sol Türkiye’deki sol hareketi temsil edemez ise, PKK da milyonlarca Kürt kökenli yurttaş adına konuşamazdı!
PKK’yı Türkjiye Kürtlerinin sözcüsü saymak, o kitlenin büyük çoğunluğuna, belki de en büyük kötülüğü yapmak demekti.
* * *
Anayasadaki “Yüce Türk milleti önünde ant içerim ki …” diye başlayan milletvekili andı üzerinde tartışmalar oluyor. Hükümet ortakları bile, “oradaki Türk sözcüğünü kaldıralım mı, kaldırmayalım mı” kavgası içindeler.
Kafatasçılığın sonu yok.
Onu değiştirip “Yüce millet önünde…” deseniz, bu kez de sıraya, “Türk’üm, doğruyum, çalışkanım…” da değişmeli tartışması gelecek.
Kimdir Türk?
Kırgızistan’daki, Özbekistan’daki, Tataristan’daki ya da burnumuzun dibinde Azerbaycan’daki insan mı?
Amerika’da Türk ana-babadan doğmuş, iki cümle Türkçe bilmeyen çocuk mu?
Turgut Reis’in Tunus’ta yaşayan uzak torunu Abdülbekir Dargut mu?
Cezayir Dışişleri’ndeki Demirci soyadlı genel müdür mü?
Çepni, Kınık, Bayındır, Afşar, Alaçeri, Çoğandur, Alpagut ve Cihangirli gibi “Kürtçe” konuşan Türkmen boyları mı?
Eğer ölçüt konuşulan dil ise, Talabani aşiretinin “Türkçe” konuşan bir kolunu nereye koyacağız?
Oğuz Han’ın 24 torunundan birisinin adı Kürt. Şimdi bu “Kürt”, Türk mü yoksa Kürt mü? (”Türk” ve “Kürt” sözcüklerinin çarpıcı benzerliği bir rastlantı mı?)
Alman profesör De Groot, Orhun Anıtları’nda kullanılıp bugün Anadolu Türkçesi’nde kullanılmayan, ama Kürtçe’de kullanılan tam 532 sözcük saptamış.
Kürtçe TV ve eğitim isteyenler, bu “casus” ya da “hain” 532 sözcüğü ne yapmayı düşünüyorlar?
Yenisey Anıtları’nda, Uygur hakanının “Ey Kürt Beyleri” diye bir seslenişi var. Türk ile Kürdü duyarlı terazinin iki kefesine paylaştırmak merakındakilerin başına alın bir bela daha!…
* * *
Evet, kimdir Türk?
Türk olmanın ölçütü nedir?
11. yy. ile 13. yy. arasında Anadolu’ya gelen Türklerin sayısı 800 bin ile 1 milyon 300 bin arasında. Ama o sırada Anadolu’da yaşayan insanlar bunun tam on katı.
Türkler o insanlarla yalnız kan olarak değil, kültür olarak da karışmışlar. “Türk ulusu” dediğimiz şey de, ırkın değil, o ortak kültürün biraraya getirdiği toplumun adıdır.
Ege Tıp Fakültesi’nin altı yıl sürdürdüğü araştırmanın, “Anadolu Türk tipi” diye birşeyin olmadığı sonucunu vermesinin hayret edecek ne yanı var?
Kırgız da, Kazak da, Azeri de “soydaş” tır, ama bu ulusun bir parçası değildir.
Tıpkı Cezayirli ile ‘Iraklı’nın soydaş olmalarına karşın, aynı ulustan olmamaları gibi… Tıpkı Tuareg ve Berberi’lerin de, Arap olmalarına karşın, Magrip uluslarının bir parçası olmaları gibi…
İnsanları ne olduklarından çok, kendilerini ne hissettikleri önemlidir.
Özbek mi daha “biz”dendir, yoksa Güneydoğu’nun Türkçe bile bilmeyen köylü kadını mı? İstanbullu bir Ermeni’ye, Anadolu insanı mı daha yakındır, Ermenistan’daki soydaşı mı?
Tekirdağlı Yahudi, Amerika’da Türk ana-babadan doğan çocuktan daha “Türk” değil midir?
Buyurun! “Kürt milliyetçileri”ne yanıtlamaları için bir dizi soru…
0 yorum:
Yorum Gönder