26 Ekim 2010 Salı

Kemalizmin Ortaya Çıkışı

Mustafa Kemal'in içiçe üç büyük eylemi var:

Emperyalizme karşı bağımsızlık savaşı,

Padişaha karşı demokratik devrim,

Toplumun ümmet aşamasından 'millet' aşamasına dönüşümü...

Savaşın emperyalizme karşı verilişi, 'ulusallık' bilincini pekiştirmiş; Padişah ve Halife'nin emperyalizmle işbirliği, hareketin 'demokratlaşmasını' sağlamıştır. Mustafa Kemal, İstanbul'daki hükümete başkaldırdığı zaman 'ihtilalci'; devraldığı toplumu dönüştürmeye koyulunca, 'devrimci' dir. Devrim, anti-emperyalist kurtuluş savaşıyla eş zamanlı yürütüldüğünden, 'kurtarıcılığı' ağır basmış, 'devrimciliği'nin gerçek boyutları gözden kaçırılmıştır.(1)
Kemalizm anti-emperyalist temele dayanan Türk Devriminin ideolojisi olarak ortaya çıkmıştır..

Kemalizm bir ideolojidir: İdeolojiler, toplumsal gereksinimleri karşılayan, o gereksinimleri duyan kesimlerce benimsenmiş, kendi içinde tutarlı inanç sistemleridir. Benzer koşulları paylaşanların, o benzer koşullarının ürünü olan sorunlarına çözüm getirirler.(2) Eğer ideoloji böyle tanımlanırsa (ki tanımlanması gerekir) Kemalizm bir ideolojidir.

Kemalizmin temelleri : Kemalizmin üç ana temeli vardır:
Tam bağımsızlık,

Çağdaşlaşma,

Halk egemenliği..


Kemalizm anti-emperyalist ve anti-kapitalist temellere dayanan devrimci-ulusçu bir ideolojidir.

Kemalist ideolojinin çerçevesini oluşturan ulusçuluk, cumhuriyetçilik ve laiklik ilkeleri Fransız Devrimi'nden, devletçilik, halkçılık ve devrimcilik ilkeleri sosyalizmden esinlenerek oluşturulmuştur. (3)


Kemalizm;

Felsefi açıdan; özgür, dogmalardan kurtulmuş bireylere dayalı bir demokrasi...

Kalkınma açısından; teknoloji, bilim, felsefe, kültür ve sanatın ayrılmazlığından yola çıkan bir bütünsel kalkınma modeli...
İdeolojik açıdan; Altı Ok'la özetlenen altı ilke...
(4)

Cumhuriyetçilik:

Siyasal iktidarın dinsel kökenli olmaktan çıkması, laikleşmesi, çağdaşlaşması demektir. Cumhurityetçilik; ulusçu, demokratik, özgürlükçü ve çoğulcudur. Bu ilke giderek demokrasi ile bütünleşir ve demokrasi'den (halk egemenliğinden) yana olmak ve onu savunmak anlamına gelir. (5)

Laiklik:

Devlet işlerinin dine göre değil de toplumun gereksinimlerine göre şekillendirilmesidir. Çünkü din kuralları değişmez ama toplumun gereksinimleri sürekli değişir. Toplum ve devlet yaşamının akla ve bilme dayandırılmasıdır. Değişen koşulların yarattığı sorunlara akla ve bilme uygun çözümler getirmektir. Farklı inançtan toplum kesimlerinin bir arada ve barış içinde yaşayabilmelerini kolaylaştırmaktır. (6)

Ulusçuluk:

Dışa yönelik hedefi; çağdaş uluslar topluluğunun eşit haklara sahip bir üyesi olmaktır. Ama nasıl kendisi için eşitlik istiyorsa, tüm uluslarında eşitliğini savunmaktır. Saldırgan, şovanist, ırkçı ve turancı değil barışçıdır. İçe yönelik hedefi ise; çağdaş bir ulus yaratmaktır. Yalnız bu ulusun temeli ne ırktır ne de din... Bu ulusun dayandığı temel; ortak geçmiş, ortak dil ve ortak kültür'dür. Kökeni ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan herkesi bir bütün olarak kabul etmek ve tamamının gelişimi için çalışmaktır. (7) Halkçılık:

Herhangi bir sınıfın egemenliğini reddeden halkçılık, cumhuriyetçilik ilkesinin içerdiği demokratik, özgürlükçü, çoğulcu yönetim anlayışının sadece yasalardaki bir hak olmaktan çıkarılıp halklaştırılma-sını, işlerliğe kavuşturulmasını amaçlar. Yönetimde, siyasal yaşamda, kalkınmada, gelir dağılımında, devlet ve ulus olanaklarının kullanılmasında halk yararının gözetilmesidir. (8 )

Devletçilik:

 Özel çalışma ve faaliyeti esas tutulmakla beraber, mümkün olduğu kadar az zaman içinde milleti refaha ve memleketi gelişmişliğe eriştirmek için, milletin genel ve yüksek yararlarının gerektirdiği işlerde, özellikle iktisadi alanda devleti fiilen ilgilendirmek önemli esaslarımızdandır. İktisat işlerinde devletin ilgisi fiilen yapıcılık olduğu kadar, özel girişimleri teşvik ve yapılanları düzenleme ve denetlemedir. (9)

Devrimcilik:

Kalıplaşmayı, durağanlığı, köhneleşmeyi, işlevini kaybetmeyi, çağın, toplumun gerisinde kalmayı önlemek, dinamik bir devrim anlayışını sağlamak ve sürdürmektir.(10) Gerçekleştirilmiş olan laik, devletçi, ulusçu, halkçı, devrimci Türkiye Cumhuriyeti'ni (yani Türk Devrimi'ni) korumak; zamanın gereklerine ve çağdaş gelişmelere göre temelinde yatan ilkeler doğrultusunda daha da ileriye götürmektir. (11)

Sonuç olarak;

Kemalizm, akla, bilme, gerçekçiliğe, insancıllığa, özgürlüğe ve sürekli devrimciliğe dayalı bir "çağdaşlaşma ideolojisi" dir. (12)

Kemalizm; halkçılık, laiklik, cumhuriyetçilik, devrimcilik, devletçilik ve ulusçuluk olmanın ötesinde, değişen nesnel koşullar karşısında, bu ilkeler çerçevesinde sürekli tutumlar takınmaktır. Kemalizm kesinlikle salt ileriye açık bir ideolojidir. Ancak Kemalizm'de olmayan şey; 'tutuculuk' ve 'statükoculuk'tur. Mustafa Kemal'in düşünceleri nesilden nesile aktarılacak bir put değil; yönlendirici bir dünya görüşü ve dünyanın dinamik bir yorumudur. (13)

Kemalizm, kapitalizme ve sosyalizme kaymayan, az gelişmiş ülkelere bağımsızlık ve kalkınma yolu gösteren ve örneklik eden, emperyalizm karşısında 3. dünya ülkelerini bir araya getirerek, emperyalizme karşı bir platformda birleştiren bir etkinlik anlayışı yaratmıştır. (14)

Kemalizm ilerici bir ideolojidir. Ne geçmişin bekçiliğidir, ne de kalıplaşmış bir inanç sistemi.. Değişen koşullar içinde, sürekli ve akılcı bir yenilenmeyi ve o yenilenmenin ilkelerini içerir. (15) Günümüzde Atatürkçü olmak, Mustafa Kemal'in gerçekleştirdiği ulusal demokratik devrimi, toplumsal sürekli değişme içerisinde, bir sonrakine ulaşmak için geçerli bir birikim, bir aşama saymakla başlar. (16)

Kaynaklar:

(1,16) Atilla İlhan - Hangi Atatürk

(2,5,6,12,15) Prof.Dr. A.Taner Kışlalı - Kemalizm Laiklik ve Demokrasi

(4) Prof.Dr. A.Taner Kışlalı - Seçimsiz Demokrasi

(3,7) Prof.Dr. A.Taner Kışlalı - Siyasal Çatışma ve Uzlaşma

(8,10) Prof.Dr. Suna Kili - Atatürk Devrimi

(9) Cumhuriyet Halk Partisi Programı 1935

(11) Prof.Dr. Emre Kongar - Atatürk

(13) Prof.Dr. Toktamış Ateş - Kemalizmin Özü

(14) Baki Öz - Atatürk'ün Düzeni

0 yorum:

Yorum Gönder