5 Kasım 2010 Cuma

Canavarlaşmanın Süreci!..


“Trafik canavarı olmayın.”Tam o sırada yanımızdan hışım gibi bir araba geçiyor; herif gazı öylesine köklemiş ki motor bar bar bağırıyor; maganda kasıldıkça kasılıyor.


İçimizden biri:


- Araştırma yapmışlar dedi, trafikte canavarlaşan erkeklerin çoğunda cinsel yetersizlik varmış...


- Ya kadınların?..


- Direksiyon başında canavarlaşan kadın var mı?.. Bu marifet erkeklere özgü!..


- Peki, gerdek gecesi damadı öldüren gelin var mı?..


- Ben duymadım.


Damat ilk gecenin geriliminde başarısız kalınca, sınavda çaktığını kimse öğrenmesin diye zavallı kızı boğuyor ya da bıçaklıyor; sonra ne diyor:


- Kız çıkmadı, namusumu temizledim.


Çoğu romanda, öyküde, filmde en acımasız Nazi subaylarının cinsel ilişkilerde ‘o biçim’ olduğu işlenir...


*


Sekiz on jandarma, bir genç kızı ortalarına almışlar; vuran vurana...


Televizyonda insanın tüylerini ürpertip yüreğini daraltan sahneleri toplum izliyor; hiç gereği yokken bir genci öldüresiye dövmeye başlıyor polis...


Peki, neden?..


İnsanın benliğindeki hangi dürtü durup dururken kişiyi canavarlaştırır?.. Ruh hekimlerinin bu konuyu inceleyip açıklamalarında yarar var.


Evet, canavarlaşıyoruz.


Anadolu’nun binlerce yıllık toprağına yine canavarlık tohumları serpiliyor.


*


Peki, kim canavar?..


Polis mi?..


Jandarma mı?..


Asker mi?..


Hayır...


Canavarlığın soyu sopu, ulusu, ırkı, mesleği, yaşı, adı yok!.. İnsan içinde yaşadığı ortamda canavarlaşıyor; bir öğrenci sıradan insanların gazete okuyup çay içtiği kahveye ya da pastaneye bir gün bomba koyuyor; ölüler, yaralılar, sakatlar, gözyaşları ve acı...


Nedir bu?..


Devrimci eylem mi?..


Hayır..


Canavarlık!..


Canavar, ölüm orucunda birbiri ardına gözlerini yaşama kapatan gençler için dile geliyor:


- Oh olsun!..


- Neden?..


- Çünkü bunlar hain!.. Eli kanlı terörist!.. Hepsi geberse ne yazar?.. Konuşanın yüzüne bakıyorsunuz, senin benim gibi bir insan görüntüsünde; ama, insan değil, çünkü insan olan böyle konuşamaz...


O, bir canavar...


Ama canavarlığının bilincinde değil; üstelik kendisini ‘iyi insan’ sanıyor.


*


Hepimiz canavarlaşıyoruz.


Yüreklerimiz kin, düşmanlık, nefret, kötülük, acımasızlıkla taşlaşıyor...


Canavarlaşma sürecini elbirliğiyle durduramazsak; bir süre geçtikten sonra aynada kendimizi tanıyamayacağız; alev dilli, çatal kuyruklu, yarısı yılan, yarısı gergedan bir yaratık olup çıkacağız...

İLHAN SELÇUK

0 yorum:

Yorum Gönder