5 Kasım 2010 Cuma

Üşütükler


5’inci Murat 1876 yılında 93 gün padişahlık yapmış ilginç bir sultandır. İyi öğretim görmüştü, Fransızca, fen, piyano dersleri almıştı, besteler yapardı, ancak içkiyi çok severdi, ayık dolaşmazdı.

30 Mayıs 1876 günü İstanbul’a yağmur yağıyordu.

Abdülaziz cinnet getirdiği gerekçesiyle tahttan indirilmişti. Hüseyin Avni Paşa Dolmabahçe Sarayı’nın veliaht dairesinde kalan Murat’ı almak için geldi.

Sultan yine zilzurnaydı.

Topkapı Sarayı’na gideceklerdi; Murat kapıdan çıkıp süngülü askerleri görünce bozuldu; faytona bindiklerinde serasker tabancasını çıkarıp güvenlik için yeni padişaha verince bizimki işkillendi; hep birlikte Sirkeci’ye geçmek için kayığa binilince Murat’ın evhamı arttı; sağanak halinde yağan yağmur altında rıhtıma çıkarılması kuşkularını körükledi, o günden sonra büsbütün fıttırdı.

*

5’inci Murat tahta oturunca kafayı tam yedi; sarayın merdivenlerinden çıkarken birdenbire inmeye başlıyor, huzura çıkan vükelayı kucaklayıp öpüyor; ata ters biniyordu. Bir gün Yıldız Sarayı bahçesinde dolaşırken ‘Ben padişahlık istemiyorum’ deyip kendisini cuppadak havuzun sularına atmıştı.

Viyana Elçisi Arif Paşa’ya yazıldı, ünlü bir Avusturyalı hekim İstanbul’a çağrıldı. Doktor, Padişah’ı evire çevire inceledi, sonra çevresine dönüp dedi ki:

- Eğer hasta herhangi bir kişi olsa, Viyana’ya götürüp tedavi eder altı ayda iyileştirirdik; ama, padişah olduğundan iyileşmesi olanaksız.

Koltukta oturan kişi üşüttü mü, iflah olması kolay değildir.

*

O sırada anayasa eyleminin başını çeken Mithat Paşa ve arkadaşları düşünüyorlardı; Kafadan çatlak bir padişahla meşrutiyetin ilanı münasip değildi. 1293’te (1876) tahttan indirildi; bu olayı simgeleyen bir de tarih düşürüldü:

“Doksan üçte doksan üç gün padişah-ı mülk olup

Göçtü matemgâhına Sultan Murat na murat.”

Ancak Murat tahttan indirilir indirilmez iyileşti, Çırağan Sarayı’nda kafayı çekip besteler yapıyor, torunlarına ders vererek vakit geçiriyordu. Mithat Paşa anayasal düzen peşindeydi, Rüştü Paşa da anayasa davasının peşindeki Mithat Paşa’dan yakınırdı:

- Paşamız (Mithat Paşa) akılsızın biri; acele kaleme aldığı o kanun önce kendi başını yiyecek...

Rüştü Paşa’nın dediği çıktı.

*

5’inci Murat 1904’e kadar keyfinde zevkince yaşadı; aklı bir gider bir gelirdi.

İkide bir sorardı:

- Millete özgürlük verildi mi, ben halkıma özgürlük isterim...

Murat bugünlere kadar yaşasaydı, millete hâlâ özgürlük verilmediğini görecekti; ancak soruyu hangi halinde sorduğu bilinmiyor; aklı başındayken mi özgürlükten söz açıyordu?..

Yoksa fıttırdığı zaman mı?..

1876’dan bugüne 130 yılı aşkın bir zaman geçti, kimi fıttırıklar bugün de özgürlükten söz açıyorlar...

Abdurrahman Şeref demiş ki:

“- Ben 1876’da Anayasa ilan edildiği zaman Türkiye’nin İngiltere gibi olduğunu sanmıştım.”

Kafaya bak sen!..

İLHAN SELÇUK
(14 Kasım 1998)

0 yorum:

Yorum Gönder