AKP’NİN anayasa değişikliği öneren “paket”ine ilişkin “faşizm” tartışmalarının doruğuna hangi maddeler oturdu: Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nu iktidar yandaşı durumuna dönüştürecek madde; Anayasa Mahkemesi’ni yeniden oluştururken iktidar yanlısı tuzaklar kuran madde.
Gazete ilanlarında ve televizyon ilanlarında, sokak afişlerinde iktidar, bunları “büyük değişim” olarak halka yutturmaya kalkınca Prof. Aydın Aybay aldı kalemi eline:
Reklamlara göre anayasa değişikliği ile Avrupa standardında bir HSYK oluşacakmış!
Anayasadan başlayarak idarî ve adli teşkilatlanmamızda Osmanlı döneminden beri örnek aldığımız ülke, bilindiği gibi, Fransa’dır. Bu nedenle Türkiye’de Avrupa standartlarına göre belirlenerek kopya edilecek bir kurum söz konusu olunca akla ilk gelen düzenleme, bunun Fransa’daki karşılığının düzenlemesidir.
Şimdi bakalım Adalet Bakanlığımızca yayımlanan ‘Adalet Reformu’ belgelerine, Fransa’da bizimkine paralel olan HSYK’nin kompozisyonuna:
Yargıtay Başkanı, Yargıtay Başsavcısı, Danıştay’dan bir üye, meslektaşlarınca, kendi aralarından seçilen altı yargıç üye, altı savcı üye. Bunlara parlamento ile cumhurbaşkanınca üye olarak atanan altı seçkin yurttaş ilave edilecek. Toplam 22 kişilik kurulun 15 üyesi görevdeki yargıç ve savcılar kurulun yaklaşık yüzde70’ini oluşturmaktadır. Bu yapının oluşmasında yürütmenin hiçbir rolü ve etkisi yok.
İşte bizim Adalet Bakanlığı’nın ‘tu kaka’ dediği ve (nereden, kimden alındığı söylenmeden) dünyada kabul görmeyen diye boş ve desteksiz bir yargı ile kötülediği kooptasyon sisteminin daniskası Fransa’daki HSYK’nin kompozisyonunu belirlemektedir.
Şunu da ekleyelim ki, kurula katılacak altı ‘seçkin yurttaş’ın bilim ve sanat çevrelerinden gelecek kişiler olduğu açıklanmaktadır.
Şimdi, bir süre önce yapılan bir değişiklikle evvelce kurula dahil olup, üstelik başkanlık da yapan Cumhurbaşkanı’nın üyelik ve başkanlık sıfatının kaldırıldığı ve kurul başkanının hukukçu üyeleri tarafından kendileri arasından seçildiği gerçeğini de vurgulayarak soralım:
Bu durumda Fransa, mevcut HSYK yapısı itibarıyla Avrupa standardı dışında kalan bir ülke midir?”
Ucuz etin keyfini çıkaran var mı?
VATANDAŞIN “ucuz et” yemesi için hükümetin yerli üreticiyi teşvik yerine Ukrayna ve Afrika’dan et ithal ettiğini ve böylece yabancı üreticiyi teşvik ettiğini söylüyor Mustafa Pehlivan ve söyle diyor:
“İthalatçı AKP hükümetinin resmi ihale ile ve gayri resmi yollarla da Ukrayna’dan, Afrika’dan getirttiği etlerden alışveriş merkezlerinde, marketlerde, indirim reyonlarında, kasaplarda göreniniz oldu mu?
En az “cigara yasağı” duyurusu boyutu kadar “ucuz et burada satılır” afişini kasaplarda gören oldu mu?
Kusura bakmayın ama ben, göremedim.
Yaşadığım Kocaeli’nde olmadığı için merak edip Ankara, Adana ve Kayseri’de yaşayan yakınlarıma da sordum, onlar da böyle bir duyuru duymamış, görmemiş.
Tonlarca et, meşhur evet damgalı iktidarın iftar yemeklerinde kullanılmış olmasın?
Vatandaşın arayıp da bulamadığı ucuz ithal et, siyasi propaganda amacıyla sokaklar ve caddeler boyu kurulan ve 40 kilometreyi bulan iftar sofralarında ‘en birinci yemek’ olmasın? İlgililer bu konuda bir açıklama yapsa da anlasak bugünkü son iftarı ‘Allah kabul etsin’ diyerek mi açacağız yoksa ‘Kesenize bereket” diye mi?
Sıkılmış
Deniz Som
0 yorum:
Yorum Gönder