4 Kasım 2010 Perşembe

Kapitalist Enternasyonalizm?..



Gazetenin başlığı:

“ABD sarsıldı!..”

Neden?..

Çünkü son 10 gün içinde Amerika, terörle iki kez yüz yüze geldi...

Geçenlerde New York’tan havalanan bir yolcu uçağı, havada patlamıştı; bu kez, Atlanta’da bir açık hava konserine yerleştirilen bomba, olimpiyatları kundakladı.

Oysa olimpiyat oyunlarını güvenceye almak için Atlanta’da kuş uçurtulmuyordu.

*

Terörle içli dışlı yaşayan bir ülkede, bombaların patlaması ve insanların ölmesi doğal karşılanıyor; kötülüğe koşullanmak alışkanlık yaratıyor.

Ama dünyada terörsüz toplumlar da var...

Onlar güvence içinde yaşıyorlar.

Peki, ne zamana dek yaşayacaklar?..

‘Küreselleşme’ denen olgu, gerçekten yaşama geçirilirse, yoksul ülkelerle zengin ülkeler ‘al gülüm ver gülüm’ iç içe yaşamaya başlarlarsa neler olmaz?..

İnsanlık, uzakları yakın eden teknolojik devrimle yeni bir sürece giriyor...

Nedir o?..

*

İnsanlığın geçmişini, baştan sona geniş açılı bir değerlendirmenin tartısına vurursak ne görüyoruz? Sürekli savaşım tarihi belirliyor ve her savaşın altında bir ekonomik neden yatıyor. Ancak 20’nci yüzyılda “Özgürlük, adalet, eşitlik istemek insanların doğal güdülerine dönüştü; çağımızda bu kavramlara yönelik talepler yoğunlaşıyor.

Peki, dünyamızda ne var ne yok?..

Özgürlük, çoğu ülkede ya yok ya da kısıtlı!.. Eşitliği yer yuvarlağında ara ki bulasın!.. Adalet, uluslararası ve ulusal yaşamlarda adı sanı yok bir kavramdan ötede anlam taşımıyor.

Küreselleşen dünyada, ulusal sınırlar kalkacaksa, yeryüzü “tek bir pazar”a dönüşecekse, gezegenimiz “büyük bir köy” sayılacaksa, sözde uygar görünen zengin ülkelerin çekecekleri var; yoksul ülkelerdeki terörün sınır tanımazlığı, küreselleşmeyle yayılabilir?

*

20’nci yüzyılda dünya olağanüstü bir tarihsel sınavdan geçti. “Özgürlük, eşitlik, adalet” kavramları üzerinde yükselen sosyalizm, insanlığı sınıfsal ayrımlardan ve sömürüden kurtarmak için tasarlanmıştı. Çoğu yoksul ülke, emperyalizme karşı sosyalizme bir kurtuluş reçetesi gibi sarılmak istedi. Ancak yeryüzünün zengin kapitalistleri, kırk yıl süren “Soğuk Savaş”ta sosyalizm adına öne çıkan “Sovyetler Birliği”ni yenilgiye uğrattılar. Yenilginin nedenlerini bir yana bırakırsak, insanlıkta bir umut çöktü. Sovyetler’in yıkılmasını sosyalizmin yenilgisiyle anlamdaş sayanlar, ne yapacaklarını şaşırdılar. “Sosyalist enternasyonalizm” ülküsünün yerine bu kez “Yeni Dünya Düzeni” mi konuyor?..

“Yeni Dünya Düzeni”, içeriği bakımından “kapitalist enternasyonalizm” demek.

*

Peki, kapitalist enternasyonalizm, insanlığın uygarlık tutkusuna dönüşen “özgürlük, adalet, eşitlik” ülküsüne toplumları ulaştırabilir mi?..

Çağın tartışması ve sorunu bu!..

Dünyanın çoğu yerinde terör, etnik savaş, işkence, mezhep savaşı, dinsel gericilik, sömürü, adaletsizlik, katliam, çevreyi yok etme ve anarşi kol geziyor. Bu kanlı kargaşa ortamından Amerika da payını almak durumunda mı?.. Kuveyt’i kollayıp Libya’nın üstüne vararak ya da Irak’la Küba’ya ambargo uygulayarak “Yeni Dünya Düzeni”ni yürütmek olanağı var mı?.. “Altta kalanın canı çıksın” anlayışıyla çağdaş ve uygar bir düzen kurulabilir mi?..
İLHAN SELÇUK
(29 Temmuz 1996 tarihli yazısı)

0 yorum:

Yorum Gönder