4 Kasım 2010 Perşembe

Kuru Softalık!..



Ham sofu..

Ham ervah..

Softa..

Bağnaz..

İslam tarihinde hoşgörülü sağduyu sahipleri, bu tür yobazlar­la hep alay ettiler...

Ömer Hayyam bir dörtlüğünde diyor ki:

Bir damla şarap Tus saraylarına bedel,

Keykubad’ın, Keykavus’un tahtından güzel

Sabaha karşı âşıkların iniltisi

İki yüzlü softanın ezanından güzel.

Hayyam’dan bir dörtlük daha:

Seni kuru softaların softası seni!.

Seni cehenneme kömür olası seni!..

Sen mi Hak’tan rahmet dileyeceksin bana?

Hakka akıl öğretmek senin haddine mi?..

*

Ne yazık ki son yıllarda Türkiye kuru softalarla dolup taşma­ya başladı; bağnazlıkta birbirleriyle yarışan bir alay ham ervah, ona buna Müslümanlık taslayarak, Allah’ı ve peygamberi iktidar koltuğuna tırmanmak yolunda özçıkarları için kullanmaya çaba­lıyorlar...

Neresi Müslüman bunların?..

Kültür Bakanlığı’nın düzenlediği “5’inci Uluslararası Türk Halk Kültürü Kongresi”nde, Indiana Üniversitesi öğretim üyelerin­den Prof. Dr. İlhan Başgöz, Nasrettin Hoca’yı anlatırken olay çıkmış; Başgöz protestolarla kürsüden indirilmiş; sloganlar atılmış, bu seçkin bilim adamımızın konuşması yarıda kesilmiş...

Neden?..

Başgöz, Nasrettin Hoca’nın dinde bağnazlığı alaya alan fıkralarını anlatırken kimi ham ervah, öyküleri “müstehcen” bul­muş...

Kongreye katılanlardan biri de kafatasının çapını vurgulaya­cak bir laf etmiş:

“Ben Türk’üm. Türk’e hakaret ettirmem!..”

Ham sofular bilimde “müstehcen” olmadığını bilmiyorlar mı?.. Doğu mizahının, şiirinin, fıkralarının baştan sona sınır tanımaz öy­külerle dolu olduğundan haberleri yok mu?.. Molla Cami’nin, Şeyh Sadi’nin, Mevlana’nın ve daha nicesinin yapıtlarını okumamışlar mı?.. Nasrettin Hoca’nın, Bektaşi’nin, İncili Çavuş’un dilden dile gezen yergilerini duymamışlar mı, dinlememişler mi?..

Yobazlar yüzünden, gün gelecek, Türkiye’de Nasrettin Hoca ya da Bektaşi fıkrası anlatmak suç sayılacak!..

Bu gidiş, o gidiş...

Prof. Dr. İlhan Başgöz demiş ki:

“Benim söylediklerim, sivri kafalılar ve törpülenmemiş insan­ları rahatsız etti.”

Softalık başını devekuşu gibi kuma gömen bağnazların mes­leğidir.

*

Nasrettin Hoca’nın mizahında “müstehcen”i aramak, halkbi­limde ayıp aramak anlamına gelir.

Bir doktor, muayene etmek için incelediği hastasının çıplak­lığını müstehcen bulabilir mi?..

Hoca sağ olsaydı, kuru softalarla dolup taştığı anlaşılan “5’inci Uluslararası Türk Halk Kültürü Kongresi”ni gırgıra alırdı.

Ham sofuluk neşemizi kaçırıyor; güleryüzlü bir toplum olmak için özgürlük, aydınlık, hoşgörü birinci koşuldur; çatık kaşlı yo­bazdan illallah!..

*

Yazıya Ömer Hayyam’la başladık, Ömer Hayyam’la bitirmek­te yarar var...

Ne diyor Hayyam:

Ben kadehten çekmem artık elimi;

Tutmam senin kitabını minberini.

Sen kuru bir softasın, ben yaş bir sapık

Cehennemde sen mi daha iyi yanarsın, ben mi?..

Ortaçağın Katolik papazı gibi her şeyde ayıp ve müstehcen aramak Müslümanlık değildir.


İLHAN SELÇUK

 (26 Haziran 1996 tarihli yazısı)

0 yorum:

Yorum Gönder