Kavramların aşağı yukarı evrensel anlamları olmalı:
Dünyanın hiçbir yerinde “aptal” akıllı anlamına gelmez…
“Küçük”, “büyük”ten daha küçüktür…
Ya da; fotoğrafçı “gülümseyin” dediğinde, yeryüzünün hiçbir yerinde insanlar sığınağa kaçmazlar…
*
Ama Tayyip Erdoğan’ın evrensel kavramları anlayışı dünyanın hiçbir yerini tutmadığı için sorun çıkıyor…
Misal yargı:
Dünyanın her yerinde “yargı” deyince adalet dağıtan kurum anlaşılmaz mı?.. Ama buna göre yargı iktidarın önünü açan ve temizleyen şeydir…
Demokrasi:
Nohut, kömürle kandırılmış kalabalıkları peşine takmış, aklına eseni yapma hakkına sahip tek adam…
Laiklik:
Dünyanın her yerinde din-dünya işlerinin ayrı olması sayılsa da, bizim Başbakan’a göre dinin elden gitmesine neden olan densizlik…
*
Nitekim “terör”den ne anladığı da bir tuhaf…
Din adına yapılıyorsa, terör saymıyor… Onun için zaten BM’nin terör listesindeki Hamas da terör örgütü değil, dizinin dibine oturduğu Taliban da, gizli karargâhlarda görüştükleri Hizbullah da…
*
Islık çalmak, dünyanın dört bir yanında, daha etkili ses çıkartma gereksinimi duyanların, sıradan bir insan davranışı değil mi?..
Bu, “suç” saydı…
Ve savcılık kurumunu da el âlemde görülmemiş biçimde “koruma polisi” saydığı için, ıslık çalanları birlikte kovalıyorlar…
*
İşte bu yüzden dünyanın her yerinde karşı görüş, ya da karşı tez anlamına gelen muhalefet buna göre; fitne…
İtiraz; terbiyesizlik…
Eleştiri; alçaklık…
İddia; yalan…
Görüş; edepsizlik…
Yaptığını beğenmemek; edepsizlik…
*
Nitekim bu sebeplerden de tersi döndü memleketin…
İleri ileri geri gidiyor…
Gerisi önünde…
İlerisi arkada kaldı…
0 yorum:
Yorum Gönder