Hızlandırılmış yasaların Meclis’ten geçmesinin ardından Ankara tümüyle seçim atmosferine girmiş olacak; hava dalga dalga Anadolu’ya yayılacak.
Seçim sonuçları ne olur?
Kazana ne koyarsan, sonuçta pişen yemek de o olur. Koydunuz nohutla suyu, başladı kazan kaynamaya… Usul usul mırıldanıyorsunuz:
“İnşallah kazandan güzel bir et haşlama çıkar.”
Elinin körü çıkar, olur mu öyle şey!..
Diyeceğimiz o ki, seçim sonuçları, seçim atmosferi başladığında adım adım oluşur.
Tabloya önce iktidar kanadından bakalım:
Alt yelpazeleri çok geniş bir koalisyon.
Her şeyi bir yana bırakalım, sadece tarikat gerçeğinden hareket edelim.
Türkiye’de gücü geniş coğrafyaya yayılmış kaç tarikat var?
Ben diyeyim 30, siz deyin 50.
Kimileri arasında o kadar büyük farklar, çelişkiler var ki, biri ötekinin camisine gitmiyor.
Çok parçalılar, çok çeşitliler ama tek hedefliler:
İktidar gücüne ulaşmak ve bırakmamak. Erbakan’ın bile en ağır lafı şu:
“Bunlar bizim okuldan kaçan talebelerimiz!”
***
İktidarla ilgili söylenebilecek daha çok şey var ama salt bu örnekle yetinelim, muhalefete geçelim…
MHP kendisine şöyle bir yol seçmiş görünüyor:
AKP’ye vurduğun kadar CHP’ye de vur, ikisinden ayrı bir yerde dur!
İki ayrı muhalefet gücü demokrasinin zenginliğidir.
Merkez-sol yelpazede ise daha net olması gereken bir tablo ile karşı karşıyayız.
Solda birlik geçmişte çok konuşuldu, çok tartışıldı, çok uygulandı. Sonuçları ayrı bir tartışma konusu… Ne olursa olsun gönülden geçen birlik. Ama gönüllü birlik. Zorla sadece güzellik değil, birlik de olmaz.
Eğer bu olmuyorsa, olamıyorsa, iktidarın hukuk kılıflı saldırılarına uğramış bir aydın, bir mücadele insanı olarak ortaya bir tanım atmak istiyorum:
Hedef ortaklığı.
İstanbul Barosu’nun son seçimlerinde ilginç bir yarış yaşandı. Birbirine çok yakın düşünen, listeler itibarıyla aynı yolun yolcusu iki grup oluştu. Onlara gönül verenler, “keşke tek liste halinde gitselerdi” dediler. İki grup birbirinin kuyusunu kazmadı. İkisi de enerjisini ilkeleri doğrultusunda baro seçimlerini kazanmak için harcadı. Sonuç; toplam oyları arttı, ilk ikiyi paylaştılar.
Kritik bir seçime gidiyoruz…
Bir bedenin sol eli, gücünü sağ eli alt ederek kanıtlamaya kalkarsa, ne derler?
Diyelim ki; biri Edirne’de, biri Ardahan’da yakın düşünen, hedefi Ankara’ya ulaşmak olan iki grup var. Biri ötekine diyor ki; “birleşeceksek, önce sen bana gel, buluşup birlikte gidelim.”
Bunun mantığı olabilir mi?
Var gücünüzle Ankara’da buluşmaya çalışın!
***
Anlatım kolaylığı için verdiğim örnekleri hoş görün.
Önümüzdeki seçimlerde hedef, hukuk rayından çıkmış Türkiye’nin yeniden hukuk devleti haline getirilmesi olmalı… Hukuk raydan çıktı mı, ekonomiden eğitime her alanda adalet de bozulur.
Aklın yolunu izleyen herkes ortak hedefin ne olduğunu çok iyi görür.
Her kim ki, ortak hedef yerine yanındakini çelmelemeye çalışır…
O, gaflet, dalalet ve hatta kötü niyet içinde demektir!
Ötesine dilim varmıyor.
Yapmayın…
Bunu bir yurtseverin yakarışı kabul edin.
0 yorum:
Yorum Gönder