Silivri’de gerçekleri haykıran ses Mustafa Balbay, üç arkadaşıyla gözaltına alınan Odatv’nin sahibi Soner Yalçın’ın suçunu şöyle açıkladı:
“Böyle gazetecilik yaparsan böyle olur.”Gerçek budur: Soner Yalçın gazeteci olarak hem Odatv’de hem de Hürriyet’te her pazar yayımlanan araştırma ürünü, tarihsel olayları güncelleştiren yazılarında iktidarı eleştirdi.
Birçok yanları hâlâ gizemli Ergenekon, Balyoz gibi davalarda kamuoyunun bilmediği gerçekleri belgeleriyle açıkladı.
Odatv’deki belgeli haberler, yorumlar… Ergenekon savcısının Soner Yalçın’ı “terör örgütüne üye olmak ve… halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçlamasıyla gözaltına almasına neden oldu.
Soner Yalçın’ın suçu, adı Ergenekon savcılarının iddianamelerinde yer alan, ancak varlığını hiçbir resmi makamın doğrulamadığı bir terör örgütüne üyelikse; bu suçlamayı bir kalem geçiniz efendim.
AKP’nin yargıyı, orduyu, medyayı sindirmeye, bir bakıma kapıkulu yapmaya yönelik icraatını belgeleriyle halkın bilgisine sunmak, halkı aydınlatmak gazeteciliğin gereği değil de halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek diye yorumlanıyorsa…
…Sözün de demokratik rejimin de bittiği yerdeyiz demektir.
***
Yandaş medya, dün Soner Yalçın olayını basit bir zabıta olayı imiş gibi yansıttı.
Yalakalık görevlerini, kimi duyumları pompalayarak yerine getirmekle meşguller. Örnek: Başkan Obama demiş ki RTE’ye: “Bölgedeki önemli isimsiniz!” (Sabah)
Bu nedenle iktidar medyasını Türkiye’nin “ileri faşizme” gitmesi ilgilendirmiyor.
İstanbul Baro Başkanı’nın söylediği gibi, “evleri büroları basılanlar -ne tesadüf- hepsi muhalif, iktidara eleştirisel yaklaşan insanlar”. Kuşkunun, endişenin yaratıldığı bir ortamda hukuka nasıl güvenilebilir?
Ayakları geriye koşan ileri demokrasi ha? Bunun adı “sivil dikta” değil de nedir?
Hadi bir an için RTE gibi bakalım olaylara. Ülkeye her alanda demokratik refah taşıyan AKP’ye partisel ve medyatik muhaliflerin söyledikleri, yazdıkları yalanın dik âlâsı diyelim.
Peki ama, “Türkiye rejim açısından Mısır’a örnek ve model olamaz. Zira Türkiye askersel otoriteden sivil otoriterliğe geçiyor. Gerçekte Mısır, Türkiye’ye örnek oluyor” diye yazan İngiliz Guardian gazetesi de mi AKP düşmanı, Ergenekon terör örgütü üyesi, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ediyor?
***
-Genel kanıya göre- RTE’nin yaydığı korkuyla sinen, eleştirisel görevini gerektiği gibi, layıkıyla yapamayan yandaş medya dışındaki gazeteler, TV’ler:
Örneğin Tunus’ta devlet başkanını deviren halk isyanının nedenlerine değinirken işsizlikten, açlıktan söz ettiler ama bugün Türkiye’de yaşananların benzerlerinin isyanın asıl nedenleri olduğuna değinmediler.
Nedir Tunus’taki tek adam, dikta uygulamalarının başlıcaları: Muhalifleri içeri atmak için sahte delil üreten polis örgütü kurmak -telefonları dinlemek-, rejime karşı çıkanları tutuklayıp yıllarca süren yargılamalarla susturmak!
***
Soner Yalçın’ın gözaltına alınmasından sonra konuşan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Bu baskı süreci devam ettiği müddetçe bir gün toplum patlar” dedi.
Daha önce de “Bir gün gelip bizi alacaklar” diyordu.
Aylardır hemen hemen her yazımızda belirttiğimiz gerçeği Kılıçdaroğlu söylüyor:
2011 seçiminde AKP yine tek başına iktidar olursa vay halimize!
Gerçekçi bu saptamaları umursamıyor AKP. TSK’nin 301 general ve amiralinin yüzde 10’u 30’unun tutuklanmasına hükümet yargının işidir diye lakayt kalabiliyor.
Tahran’da mollalarla şapur şupur öpüşerek İran’la dostluğumuzun giderek daha da güçlendiğini söyleyen Çankaya’daki AKP’li ise sanki Merih’ten Türkiye’deki olayları izliyor. Arap ülkelerindeki isyanları “bazen” diyor: “Yöneticilerin yapamadığını halk yapıyor”.
Devletin tepesinde görevli, hükümetin yaptıklarına ses çıkaramayan, görmezden gelen cumhurbaşkanları ile yandaşlar, yalakalar, üzerine toz kondurmamaya özen gösteren “diğer” medya, ne kadar övünse yeridir!
***
Soner Yalçın, medyaya sorumluluğunu CHP milletvekili Çetin Soysal’a bir fıkrayla “anımsatmış”:
“Komünistler rahibe geliyorlar. Rahip ‘Ben komünist değilim ki beni ilgilendirmez’ diyor. Hitler, sonra sosyalistleri topluyor. Rahip ‘Ben sosyalist değilim ki beni ilgilendirmez’ diyor. Hitler daha sonra Yahudilere aynı uygulamayı yapıyor. Rahip, ‘Ben Yahudi değilim ki beni ilgilendirmez’ diyor. Gün geliyor rahibi alıyorlar. Rahip arkasına dönüyor. ‘Bana yardım eden yok mu?’ diyor. Bir de bakıyor. Yardım edecek kimse kalmamış”.
Soner Yalçın medyaya sesleniyor. Tabii anlayana: Bugün bana yarın sana!
Birçok yanları hâlâ gizemli Ergenekon, Balyoz gibi davalarda kamuoyunun bilmediği gerçekleri belgeleriyle açıkladı.
Odatv’deki belgeli haberler, yorumlar… Ergenekon savcısının Soner Yalçın’ı “terör örgütüne üye olmak ve… halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçlamasıyla gözaltına almasına neden oldu.
Soner Yalçın’ın suçu, adı Ergenekon savcılarının iddianamelerinde yer alan, ancak varlığını hiçbir resmi makamın doğrulamadığı bir terör örgütüne üyelikse; bu suçlamayı bir kalem geçiniz efendim.
AKP’nin yargıyı, orduyu, medyayı sindirmeye, bir bakıma kapıkulu yapmaya yönelik icraatını belgeleriyle halkın bilgisine sunmak, halkı aydınlatmak gazeteciliğin gereği değil de halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek diye yorumlanıyorsa…
…Sözün de demokratik rejimin de bittiği yerdeyiz demektir.
***
Yandaş medya, dün Soner Yalçın olayını basit bir zabıta olayı imiş gibi yansıttı.
Yalakalık görevlerini, kimi duyumları pompalayarak yerine getirmekle meşguller. Örnek: Başkan Obama demiş ki RTE’ye: “Bölgedeki önemli isimsiniz!” (Sabah)
Bu nedenle iktidar medyasını Türkiye’nin “ileri faşizme” gitmesi ilgilendirmiyor.
İstanbul Baro Başkanı’nın söylediği gibi, “evleri büroları basılanlar -ne tesadüf- hepsi muhalif, iktidara eleştirisel yaklaşan insanlar”. Kuşkunun, endişenin yaratıldığı bir ortamda hukuka nasıl güvenilebilir?
Ayakları geriye koşan ileri demokrasi ha? Bunun adı “sivil dikta” değil de nedir?
Hadi bir an için RTE gibi bakalım olaylara. Ülkeye her alanda demokratik refah taşıyan AKP’ye partisel ve medyatik muhaliflerin söyledikleri, yazdıkları yalanın dik âlâsı diyelim.
Peki ama, “Türkiye rejim açısından Mısır’a örnek ve model olamaz. Zira Türkiye askersel otoriteden sivil otoriterliğe geçiyor. Gerçekte Mısır, Türkiye’ye örnek oluyor” diye yazan İngiliz Guardian gazetesi de mi AKP düşmanı, Ergenekon terör örgütü üyesi, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ediyor?
***
-Genel kanıya göre- RTE’nin yaydığı korkuyla sinen, eleştirisel görevini gerektiği gibi, layıkıyla yapamayan yandaş medya dışındaki gazeteler, TV’ler:
Örneğin Tunus’ta devlet başkanını deviren halk isyanının nedenlerine değinirken işsizlikten, açlıktan söz ettiler ama bugün Türkiye’de yaşananların benzerlerinin isyanın asıl nedenleri olduğuna değinmediler.
Nedir Tunus’taki tek adam, dikta uygulamalarının başlıcaları: Muhalifleri içeri atmak için sahte delil üreten polis örgütü kurmak -telefonları dinlemek-, rejime karşı çıkanları tutuklayıp yıllarca süren yargılamalarla susturmak!
***
Soner Yalçın’ın gözaltına alınmasından sonra konuşan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Bu baskı süreci devam ettiği müddetçe bir gün toplum patlar” dedi.
Daha önce de “Bir gün gelip bizi alacaklar” diyordu.
Aylardır hemen hemen her yazımızda belirttiğimiz gerçeği Kılıçdaroğlu söylüyor:
2011 seçiminde AKP yine tek başına iktidar olursa vay halimize!
Gerçekçi bu saptamaları umursamıyor AKP. TSK’nin 301 general ve amiralinin yüzde 10’u 30’unun tutuklanmasına hükümet yargının işidir diye lakayt kalabiliyor.
Tahran’da mollalarla şapur şupur öpüşerek İran’la dostluğumuzun giderek daha da güçlendiğini söyleyen Çankaya’daki AKP’li ise sanki Merih’ten Türkiye’deki olayları izliyor. Arap ülkelerindeki isyanları “bazen” diyor: “Yöneticilerin yapamadığını halk yapıyor”.
Devletin tepesinde görevli, hükümetin yaptıklarına ses çıkaramayan, görmezden gelen cumhurbaşkanları ile yandaşlar, yalakalar, üzerine toz kondurmamaya özen gösteren “diğer” medya, ne kadar övünse yeridir!
***
Soner Yalçın, medyaya sorumluluğunu CHP milletvekili Çetin Soysal’a bir fıkrayla “anımsatmış”:
“Komünistler rahibe geliyorlar. Rahip ‘Ben komünist değilim ki beni ilgilendirmez’ diyor. Hitler, sonra sosyalistleri topluyor. Rahip ‘Ben sosyalist değilim ki beni ilgilendirmez’ diyor. Hitler daha sonra Yahudilere aynı uygulamayı yapıyor. Rahip, ‘Ben Yahudi değilim ki beni ilgilendirmez’ diyor. Gün geliyor rahibi alıyorlar. Rahip arkasına dönüyor. ‘Bana yardım eden yok mu?’ diyor. Bir de bakıyor. Yardım edecek kimse kalmamış”.
Soner Yalçın medyaya sesleniyor. Tabii anlayana: Bugün bana yarın sana!
0 yorum:
Yorum Gönder