Ey Faşist; Senden Korkan Senin Gibi Olsun!.. Allah Korusun!
İşte faşizm böyle gelir! Böyle kapını çalar ve böyle dalar içeriye; içerine, en mahremine girer sorgusuz sualsiz. Çocuğun varmış, karın hamileymiş, baban hasta yatağında inlemekteymiş; umursamaz, leş yiyicidir o; sevgini alır elinden, memleketine dair ne varsa silmeye çalışır benliğinden; kara çıban gibidir, pisliği irin-irin saçılır etrafa, taa kilometrelerce öteden gelir kokusu, fare misali karanlıkta basar evini!
Bana soruyor eşim dostum; ‘korkmuyor musun?’ diye. Gülüyorum! Sonra bir daha gülüyorum!.. ‘’İnsan hiç sıçanlardan korkar mı?’’
Tiksiniyorum sadece! Siz de öyle yapın. Gerçek sıçanları tenzih ediyorum; zira çok yararlı canlılardır.
Üç aylık bir kızım var, o bile korkmuyor, ben neden korkayım ki… Adım gibi biliyorum ki; ben bu yolda ilerlerken başıma bir iş gelirse; kızım kaldığım yerden devam edecektir, and olsun! Annesine vasiyetimdir!..
Defalarca söyledik ve yazdık; bizi ölümle terbiye edemezler, bizi zindanlarla korkutamazlar, biz; öldüğümüz gün yeniden doğanlardanız ve onun içindir ki; kefenini yanında taşıdığını söyleyenlerin karşısında, kellemiz koltukta savaştayız ve biz biliyoruz ki onların kefenleri, kaftanları olacaktır!
Demiştik! Faşizm, demokrasiyle gelir ama onunla gitmez, diye. Gitmez!
Gideceğini sananlar, ahmaklığın sınırlarını zorlayanlardır. Onlar, fondip Atatürkçülerdir! Onlar, sözde Müslümanlardır! Ve onlar, kendine sosyalistlerdir!.. Bu davada halkı aşağı görüp, onu beğenmeyenlerden bir b.. olmaz! (İlk tüyenler onlar olacaktır!) Türk milletinin yüzde altmışı aptaldır diyenlerdir asıl aptallar ve de zavallılar! Türk milletine ne verdiniz de ne istiyorsunuz! Bir gün olsun onun sorunlarına eğildiniz mi! Bir kere olsun onu adam yerine koyup dinlediniz mi?
Kıbrıs’ın yerini bilmiyormuş! Öğretmedin ki!.. Sen biliyorsun da ne yaptın; sitenin bahçesindeki çay partilerinde iki cümle Atatürk’ten bahsetmekten başka! Atatürk ‘laik’miş! İyi de Atatürk aynı zamanda milliyetçiydi, halkçıydı ve en önemlisi bağımsızlıkçıydı! ‘Olsun O ‘laik’ti!’. İşte geldiğimiz durum ortada. İhanet AKP den önce yok muydu sanırsın; çook aldanırsın dostum çok! AKP bu işin finali! Bez getireni!.. Cafer ortalığı batıralı uzun yıllar oldu…
Kendi anasından utanan Yeşilçam artistleri gibi bir şey bu. Medya dediğiniz satılmışların arasında, arada bir gazınızı alan arkadaşlara çok bel bağlamayın, yine ilk tüyecek olan onlardır ve sizi kurtaracaksa yine bu halk kurtaracak, bunu iyice kafanıza sokun. Çünkü o halkın gidecek başka bir yeri yok! Ama ya diğerleri? Fransa’dan kart atarlar artık!
Birilerine şaka geliyor bu işler! Biz memleket gidiyor, avuçlarımızdan kayıyor, uçurumun kenarındayız, dedikçe; şapşalak oradan bağırıyor ‘’laiklik senin sandığın kadar basit bir şey değildir’’ diye. Basite indirgeyen kim ki! Sakın sen diğerlerini basite indirgiyor olmayasın? Defalarca söyledik, dedik ki; ‘’altı ok, altısı birden olunca değerlidir, içinden seç beğen alla Atatürkçülük olmaz, olursa işte böyle olur!’’. Faşizm gelir, kapını çalar, sen de paşa-paşa açarsın, feleğin şaşar…
Biz generalleri de çok önceden uyardık, dedik ki; ‘’NATO’nun ipiyle kuyuya inmeyin, çıkamazsınız!’’ Teğmenine sahip çıkmayan general! Sözüm sana; ‘’adam değilsin!’’ A- dam değilsiniz! Bir kaçınız hariç, beş para etmezsiniz!..
Kıbrıs’ın yerini bilmiyormuş! Öğretmedin ki!.. Sen biliyorsun da ne yaptın; sitenin bahçesindeki çay partilerinde iki cümle Atatürk’ten bahsetmekten başka! Atatürk ‘laik’miş! İyi de Atatürk aynı zamanda milliyetçiydi, halkçıydı ve en önemlisi bağımsızlıkçıydı! ‘Olsun O ‘laik’ti!’. İşte geldiğimiz durum ortada. İhanet AKP den önce yok muydu sanırsın; çook aldanırsın dostum çok! AKP bu işin finali! Bez getireni!.. Cafer ortalığı batıralı uzun yıllar oldu…
Kendi anasından utanan Yeşilçam artistleri gibi bir şey bu. Medya dediğiniz satılmışların arasında, arada bir gazınızı alan arkadaşlara çok bel bağlamayın, yine ilk tüyecek olan onlardır ve sizi kurtaracaksa yine bu halk kurtaracak, bunu iyice kafanıza sokun. Çünkü o halkın gidecek başka bir yeri yok! Ama ya diğerleri? Fransa’dan kart atarlar artık!
Birilerine şaka geliyor bu işler! Biz memleket gidiyor, avuçlarımızdan kayıyor, uçurumun kenarındayız, dedikçe; şapşalak oradan bağırıyor ‘’laiklik senin sandığın kadar basit bir şey değildir’’ diye. Basite indirgeyen kim ki! Sakın sen diğerlerini basite indirgiyor olmayasın? Defalarca söyledik, dedik ki; ‘’altı ok, altısı birden olunca değerlidir, içinden seç beğen alla Atatürkçülük olmaz, olursa işte böyle olur!’’. Faşizm gelir, kapını çalar, sen de paşa-paşa açarsın, feleğin şaşar…
Biz generalleri de çok önceden uyardık, dedik ki; ‘’NATO’nun ipiyle kuyuya inmeyin, çıkamazsınız!’’ Teğmenine sahip çıkmayan general! Sözüm sana; ‘’adam değilsin!’’ A- dam değilsiniz! Bir kaçınız hariç, beş para etmezsiniz!..
Kozmik odayı talan ettiren paşalar, sizden de hesap sorulacak ve Türk Milleti bu ihanetin faturasını kestiğinde, kdv sini bile ödemeye gücünüz yetmeyecek!..
Amerikancı darbeleri yaparken bir dakika bile düşünmezken, devrim yapmaktan imtina eden, kendi kıçını kurtarma peşinde olan paşalarla, diğer şerefli paşaları elbette ayrı tutuyoruz!
Zırhlı arabalarınız sizleri koruyamayacak; bu ihanetin hesabını ben soramazsam, kızım soracak, and olsun!
Korkmuyorum! Ne Tayyip’inden, ne de diğerlerinden! Okyanusa düştüğümüz ilk günden bu yana korkmadım, korkmayacağım! İlk canlıdan beri varım ben, yine olacağım! İnsanlık düşmanlarının karşısında her zaman ve her ortamda çırılçıplak haykıracağım…
Susturamazsınız!
İtten korkmadım, çıyandan hiç korkmam! Korkan namert olsun!
Ey halkım, halkına sahip çık! Kendi kendini harcama, harcayanlara; sırf edebiyat yapıyorlar diye pirim verme! Kardeşine aptal diyenlerle aynı masada oturma, onları el üstünde tutup, ananın kemiklerini sızlatma! Kıbrıs’ın yerini mi bilmiyor! Aç haritayı göster, davamızı anlat ona, Mustafa Kemal’in devrimlerini anlat. İnsan olanın göbeği kaşınır; sen, suratına küfür ederken, kıçını kaşıyanlardan kolla kendini!
İşte faşizm böyle gelir! Önce sesini kısar sonra çığlığını alır boğazından; bağır-bağır bağırsan da sesin çıkmaz, uçurumun dibinde bulurlar cesedini, tınlayan olmaz!
Önce sermayeni alır, küçük-küçük küçülürsün, haberin olmaz. Dağdaki şahinini yakalar, gözlerini bağlar, üzerine salar; kendi dostunu tanıyamazsın, seni en içerinden vurur; kendi kendinin katili olursun, adına ‘Ergenekon’ der; Türk’ü Türk’e kırdırır, ekrana bakarsın bön-bön, anlayamazsın!
Artık onu, demokrasi denen ucubeyle alt edemezsin; o demokrasiyle gelip, demokrasiyle gitmeyecek kadar akıllı, devrimle alaşağı edileceğini düşünemeyecek kadar aptaldır!
Amerikancı darbeleri yaparken bir dakika bile düşünmezken, devrim yapmaktan imtina eden, kendi kıçını kurtarma peşinde olan paşalarla, diğer şerefli paşaları elbette ayrı tutuyoruz!
Zırhlı arabalarınız sizleri koruyamayacak; bu ihanetin hesabını ben soramazsam, kızım soracak, and olsun!
Korkmuyorum! Ne Tayyip’inden, ne de diğerlerinden! Okyanusa düştüğümüz ilk günden bu yana korkmadım, korkmayacağım! İlk canlıdan beri varım ben, yine olacağım! İnsanlık düşmanlarının karşısında her zaman ve her ortamda çırılçıplak haykıracağım…
Susturamazsınız!
İtten korkmadım, çıyandan hiç korkmam! Korkan namert olsun!
Ey halkım, halkına sahip çık! Kendi kendini harcama, harcayanlara; sırf edebiyat yapıyorlar diye pirim verme! Kardeşine aptal diyenlerle aynı masada oturma, onları el üstünde tutup, ananın kemiklerini sızlatma! Kıbrıs’ın yerini mi bilmiyor! Aç haritayı göster, davamızı anlat ona, Mustafa Kemal’in devrimlerini anlat. İnsan olanın göbeği kaşınır; sen, suratına küfür ederken, kıçını kaşıyanlardan kolla kendini!
İşte faşizm böyle gelir! Önce sesini kısar sonra çığlığını alır boğazından; bağır-bağır bağırsan da sesin çıkmaz, uçurumun dibinde bulurlar cesedini, tınlayan olmaz!
Önce sermayeni alır, küçük-küçük küçülürsün, haberin olmaz. Dağdaki şahinini yakalar, gözlerini bağlar, üzerine salar; kendi dostunu tanıyamazsın, seni en içerinden vurur; kendi kendinin katili olursun, adına ‘Ergenekon’ der; Türk’ü Türk’e kırdırır, ekrana bakarsın bön-bön, anlayamazsın!
Artık onu, demokrasi denen ucubeyle alt edemezsin; o demokrasiyle gelip, demokrasiyle gitmeyecek kadar akıllı, devrimle alaşağı edileceğini düşünemeyecek kadar aptaldır!
Demokrasinin bütün kurumları artık onun malıdır; adalet; onun adaleti, kanun; onun kanunudur, onun kanunu da, kanunsuzluktur!
Ey halkım; Müslüman hiç kilise açar mı? Senin dinin geldiğinde diğerleri batıl olmadı mı, ben mi yanlış biliyorum? Batıl bir dinin ibadethanesini açmak, Allah’a şirk koşmak değil midir?
Ey halkım; Müslüman hiç kilise açar mı? Senin dinin geldiğinde diğerleri batıl olmadı mı, ben mi yanlış biliyorum? Batıl bir dinin ibadethanesini açmak, Allah’a şirk koşmak değil midir?
Ee, senin ne işin var bunların peşinde!
Musa’nın çocuklarından ve İsa’nın beslemelerinden sana hayır gelmez; vatanına sahip çık, görmüyor musun talan edildi her yan, her yer yangın yerine döndü ve sen hala bunların Allah’ına mı inanıyorsun!
Onların Allah’ı yok, Allah’ı olanın, vicdanı olur!
Görmüyor musun, onlarda vicdan namına bir şey yok; Türklüğün elinden alınıyor, kutsal bildiğin ‘Ergenekon’ şerefsizce lekeleniyor, neden hala uyanmıyorsun!
Bilirim, sana bunları anlatan olmadı hiç! Çağır beni; gecenin bir yarısı da olsa, çağır gelirim köyüne-kasabana, and olsun gelirim, anlatırım tek-tek. Kıbrıs’ı anlatırım sana, Amerika’da sefa süren o haini anlatırım, içimizdeki hainlerin nasıl adam sıfatıyla senin karşında ahkâm kestiklerini, dini hassasiyetlerinden dolayı nasıl kandırdıklarını anlatırım. Neden tarlanı ekemediğini, eksende nasıl satamadığını anlatırım. Aldığın mazotun sana kaça geldiğini, yurtdışına kaça peşkeş çekildiğini ve daha pek çok ihaneti anlatırım…
Sana Utku kardeşimden bahsederim, Utku Erişik, adam gibi adam; onun yazısını okurum, bilirim ağlarsın, bende ağlarım, ağlaşırız gecenin bir yarısı, ağlarız sabaha karşı omuz omuza. Gözünün yaşına kurban olurum; ey benim, kin nedir bilmez, yapılan kötülüğü hafızasında tutmaz, saf ve temiz halkım; ben senin için canımı veririm, vermeyen şerefsizdir!
Milli Mücadele başlamıştır!
Bilirim, sana bunları anlatan olmadı hiç! Çağır beni; gecenin bir yarısı da olsa, çağır gelirim köyüne-kasabana, and olsun gelirim, anlatırım tek-tek. Kıbrıs’ı anlatırım sana, Amerika’da sefa süren o haini anlatırım, içimizdeki hainlerin nasıl adam sıfatıyla senin karşında ahkâm kestiklerini, dini hassasiyetlerinden dolayı nasıl kandırdıklarını anlatırım. Neden tarlanı ekemediğini, eksende nasıl satamadığını anlatırım. Aldığın mazotun sana kaça geldiğini, yurtdışına kaça peşkeş çekildiğini ve daha pek çok ihaneti anlatırım…
Sana Utku kardeşimden bahsederim, Utku Erişik, adam gibi adam; onun yazısını okurum, bilirim ağlarsın, bende ağlarım, ağlaşırız gecenin bir yarısı, ağlarız sabaha karşı omuz omuza. Gözünün yaşına kurban olurum; ey benim, kin nedir bilmez, yapılan kötülüğü hafızasında tutmaz, saf ve temiz halkım; ben senin için canımı veririm, vermeyen şerefsizdir!
Milli Mücadele başlamıştır!
Bizler öncüyüz ve yüksek ihtimalle harcanacağız, kanım da, canım da bu millete helal olsun!
İş, bizden sonra sizlerin devamıyla netice bulacaktır. İşte bu yüzden; hani o; ‘Kıbrıs’ı bile bilmiyor’ geyiğinden hareketle kendi insanlarınızı küçümseyip, onları daha fazla küstürmeyin!(Televizyonlarda her gün yapılan bu tarz haberler, emperyalistlerce iyi kurgulanmış ve algıda seçicilik yaratma çabalarının bir ürünüdür. Bu tür haberlerin amacı kendi halkına düşman elit bir gurup yaratmak ve onu kendi halkından uzaklaştırarak devşirilmesini sağlamaktır. Batı hayranlığı ve medeni dünya diye batının lanse edilmesi bu tür propagandaların eseridir. İşte bu yüzden bu haberleri yapanların ve bu tarz haberleri kutsayanların sözde ne olduklarına değil, öz de neye hizmet ettiklerini iyi kavramak çok önemlidir!) Onların köyüne-kasabasına gidin, bir şeyler anlatın; onlar sizleri hem doyurur, hem de barındırır merak etmeyin!
Ey Kemalist gençlik; siz, sizden öncekilerin düştüğü hataya düşüp, Atatürkçülüğü kokonaların sosyal sorumluluk projelerine kurban etmeyin; dağ taş demeden gezin dolaşın, önünüze kim çıkarsa anlatın davamızı.
Ey Kemalist gençlik; siz, sizden öncekilerin düştüğü hataya düşüp, Atatürkçülüğü kokonaların sosyal sorumluluk projelerine kurban etmeyin; dağ taş demeden gezin dolaşın, önünüze kim çıkarsa anlatın davamızı.
Elit Atatürkçüleri aranıza almayın; zira Atatürkçülüğün elitle değil, halkla bir bütün olduğunu unutmayın.
Elit hiçbir zaman bir dava uğruna savaşmaz, o hazıra konmayı sever! Militan olun! PKK’lı itlerle, gerici süprüntülerle, sahte sosyalistlerle ve de ülküsünden haberi olmayan dümbük ülkücülerle (sahicileri konu dışıdır) ancak böyle savaşabilirsiniz!
Ancak Bursa Nutku’yla nefes alır ve ancak onunla sonuca ulaşabilirsiniz!Faşist, kuduz bir köpek gibidir, saldıracak kimse bulamadı mı, gölgesiyle dalaşır. Gölge aydınlıkta olur ve aydınlık Kemalizm’dedir! Bugün çakalların kardeşliğini oynayan hainler ortaklığı, uluslararası bir komplonun kurşun askerleridir ve onlar; akbaba misali Anadolu’nun semalarını mesken tutmuşlardır.
Ama aslanlar geldiğinde, çakallar çoktan gitmiş olacaktır! Nereye kaçarlarsa kaçsınlar bulunup hesap sorulacaktır! And olsun!
Ey Kemalist gençlik; bu uğurda vurulup düşersek eğer, çakallara meydan vermeyin ve kaldığımız yerden devam edin, zafer; Kemalizm’dedir!
Ey faşist; senden korkan, senin gibi olsun!.. Allah korusun!
Cem YAĞCIOĞLU
İlk Kurşun
0 yorum:
Yorum Gönder