K
imi yorumcular genel seçim öncesi siyasal kutuplaşmadan söz ediyorlar.
Ana kaynaktan söz etmeden.
Oysa Türkiye’nin yaşadığı kutuplaşma AKP iktidarının ürünü.
RTE’nin 8 yıldır izlediği iç politikanın temeli; gerilim yaratıyor, muhalifleri ile sürekli çatışarak kutuplaşmaya olanak sağlıyor.
Dış politikada aynı yöntemi izlemeyi denedi ama Allah’tan RTE’nin bu çabasına uyan çıkmadı.
RTE’ye seçim var veya yok fark etmez. Adam kavga çıkarmaz, muhaliflerini üzerine çekmez ise rahat edemiyor. Koltuk adeta batıyor.
Bir gün kavga, gerilim yaratacak bir olay olmazsa, o gece düşünüyor. Sabah erken öyle bir çıkış yapıyor ki, doğası gereği sakin insanları -örneğin Kemal Kılıçdaroğlu’nu bile- bu kadarına tahammül edemeyerek gereken yanıtı vermeye zorluyor.
***
Üstelik durup durduk yerde birden ortaya çıkardığı herhangi bir olayı bütün cepheleriyle gündeme getirse hadi bir derece.
Üzerinde tartışılsın. Gerçek bulunsun!
Yok, hayır! Bu da RTE’yi kesmez. Doğasına aykırı.
Gelinen noktada durumu özetleyelim.
CHP’nin bugüne dek kimi konulardaki soğuk tutumunu fevkalade istismar edebiliyordu RTE.
CHP, yurdu gezmez. Doğu ve Güneydoğu illerine gitmez. Halkın yaşam koşulları ile ilgilenmez diye propaganda yapıyor ve kazanıyordu.
Lakin; CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ülkede ayak basmadığı il, ilçe bırakmıyor. Doğu’ya gidiyor, Güneydoğu’ya gidiyor.
Bugüne dek gelemedik, dertlerinizi dinleyemedik, suçluyuz diye oralarda yaşayan Kürtten, Türkten, Arap kökenliden bir çeşit özür dileyen konuşmalar yapıyor.
Partinin öncelikli sorunu işsizlik, fakirlik fukaralık ile savaşımdır, diyor.
Aile sigortası diye -halkın iktidarında uygulayacağı- bir projeyi son Kurultay’dan beri her fırsatta yoksula, fakire, işsize anlatıyor.
Stadyumlarda takımlarına en büyük sensin diye bağıran taraftar amigolar gibi; en büyük benim diye aynaya bakıp kendiyle dilediği gibi övünsün RTE!..
CHP, artık RTE yutturmacalarına dur demek zamanının geldiğini içeren bir süreçten geçiyor.
***
Aynı silahlarla karşılık veriyor. RTE’nin yıllardır kullandığı silahların tutukluk yapmasını sağlıyor.
AKP’nin silahları ile AKP’yi vuran, iktidar olanağını yakalarsa yapabileceklerinin projelerini de açıklayan…
…Sağduyulu, mantıklı ve gerçek demokrasi özlemi ile yaşayanlar, ulusal iradeye dayanarak ileri demokrasi palavrası ile avunan tek adamdan da irili ufaklı kadrosuyla AKP’den de ülkenin bir an önce kurtulmasını isteyenler için CHP bugün:
Kurtuluşun reçetesi!
***
CHP’nin eleştirilecek yanları bir yana, rejimin sırat köprüsünden geçtiği bugün gerçek şu:
En çok eleştiriyi hak edecek olası CHP iktidarı bile, hemen her alanda demokratik rejimi karanlıklara sürükleyen RTE yönetimindeki AKP gibi olmaz, olamaz!
***
Kutuplaşmayı, gerginliği RTE’nin yarattığını kanıtlayacak yüz değil bin örnek gösterilebilir.
Tazesi gündemde.
RTE, CHP’nin Güneydoğu’ya açılmasından o denli rahatsız ki, durup durduk yerde bölgedeki eski yaraları, tarihsel kimi olayları kaşıyarak yine güncelleştirme çabasında.
Bugünkü CHP’yi, dünkü CHP ile suçlayarak… Dünü bugüne taşıyarak ana muhalefetin bölgesel açılımını köreltmeye çalışıyor.
Dersim olaylarına ait kimi belgeleri açıklayacağını söyledi.
RTE’nin bir ölçüde tehdit, hatta şantaj kokan bu açıklamasına; Kılıçdaroğlu’nun, üstelik Dersim kökenli CHP Genel Başkanı’nın yanıtı şu oldu. “Açıkla!”
“Ama” dedi Kılıçdaroğlu:
“Devlet arşivindeki Dersim’le ilgili bütün belgeleri de açıkla ki kamuoyu yaşananları öğrensin!”
Haklı. Zira RTE, gerçeğin ortaya çıkmasının peşinde değil.
CHP’yi hem seçim arifesinde genelde, hem de bölge insanı nezdinde karalamak için…
…İşine gelen, sömüreceği bir iki belgeyi cımbızla arşivden veya tarafsızlığı tartışmalı; kişisel kimi anılardan da çıkarıp kamuoyuna açıklayabilir.
Devlet adamlığının bittiği noktadayız çünkü…
Oysa Türkiye’nin yaşadığı kutuplaşma AKP iktidarının ürünü.
RTE’nin 8 yıldır izlediği iç politikanın temeli; gerilim yaratıyor, muhalifleri ile sürekli çatışarak kutuplaşmaya olanak sağlıyor.
Dış politikada aynı yöntemi izlemeyi denedi ama Allah’tan RTE’nin bu çabasına uyan çıkmadı.
RTE’ye seçim var veya yok fark etmez. Adam kavga çıkarmaz, muhaliflerini üzerine çekmez ise rahat edemiyor. Koltuk adeta batıyor.
Bir gün kavga, gerilim yaratacak bir olay olmazsa, o gece düşünüyor. Sabah erken öyle bir çıkış yapıyor ki, doğası gereği sakin insanları -örneğin Kemal Kılıçdaroğlu’nu bile- bu kadarına tahammül edemeyerek gereken yanıtı vermeye zorluyor.
***
Üstelik durup durduk yerde birden ortaya çıkardığı herhangi bir olayı bütün cepheleriyle gündeme getirse hadi bir derece.
Üzerinde tartışılsın. Gerçek bulunsun!
Yok, hayır! Bu da RTE’yi kesmez. Doğasına aykırı.
Gelinen noktada durumu özetleyelim.
CHP’nin bugüne dek kimi konulardaki soğuk tutumunu fevkalade istismar edebiliyordu RTE.
CHP, yurdu gezmez. Doğu ve Güneydoğu illerine gitmez. Halkın yaşam koşulları ile ilgilenmez diye propaganda yapıyor ve kazanıyordu.
Lakin; CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ülkede ayak basmadığı il, ilçe bırakmıyor. Doğu’ya gidiyor, Güneydoğu’ya gidiyor.
Bugüne dek gelemedik, dertlerinizi dinleyemedik, suçluyuz diye oralarda yaşayan Kürtten, Türkten, Arap kökenliden bir çeşit özür dileyen konuşmalar yapıyor.
Partinin öncelikli sorunu işsizlik, fakirlik fukaralık ile savaşımdır, diyor.
Aile sigortası diye -halkın iktidarında uygulayacağı- bir projeyi son Kurultay’dan beri her fırsatta yoksula, fakire, işsize anlatıyor.
Stadyumlarda takımlarına en büyük sensin diye bağıran taraftar amigolar gibi; en büyük benim diye aynaya bakıp kendiyle dilediği gibi övünsün RTE!..
CHP, artık RTE yutturmacalarına dur demek zamanının geldiğini içeren bir süreçten geçiyor.
***
Aynı silahlarla karşılık veriyor. RTE’nin yıllardır kullandığı silahların tutukluk yapmasını sağlıyor.
AKP’nin silahları ile AKP’yi vuran, iktidar olanağını yakalarsa yapabileceklerinin projelerini de açıklayan…
…Sağduyulu, mantıklı ve gerçek demokrasi özlemi ile yaşayanlar, ulusal iradeye dayanarak ileri demokrasi palavrası ile avunan tek adamdan da irili ufaklı kadrosuyla AKP’den de ülkenin bir an önce kurtulmasını isteyenler için CHP bugün:
Kurtuluşun reçetesi!
***
CHP’nin eleştirilecek yanları bir yana, rejimin sırat köprüsünden geçtiği bugün gerçek şu:
En çok eleştiriyi hak edecek olası CHP iktidarı bile, hemen her alanda demokratik rejimi karanlıklara sürükleyen RTE yönetimindeki AKP gibi olmaz, olamaz!
***
Kutuplaşmayı, gerginliği RTE’nin yarattığını kanıtlayacak yüz değil bin örnek gösterilebilir.
Tazesi gündemde.
RTE, CHP’nin Güneydoğu’ya açılmasından o denli rahatsız ki, durup durduk yerde bölgedeki eski yaraları, tarihsel kimi olayları kaşıyarak yine güncelleştirme çabasında.
Bugünkü CHP’yi, dünkü CHP ile suçlayarak… Dünü bugüne taşıyarak ana muhalefetin bölgesel açılımını köreltmeye çalışıyor.
Dersim olaylarına ait kimi belgeleri açıklayacağını söyledi.
RTE’nin bir ölçüde tehdit, hatta şantaj kokan bu açıklamasına; Kılıçdaroğlu’nun, üstelik Dersim kökenli CHP Genel Başkanı’nın yanıtı şu oldu. “Açıkla!”
“Ama” dedi Kılıçdaroğlu:
“Devlet arşivindeki Dersim’le ilgili bütün belgeleri de açıkla ki kamuoyu yaşananları öğrensin!”
Haklı. Zira RTE, gerçeğin ortaya çıkmasının peşinde değil.
CHP’yi hem seçim arifesinde genelde, hem de bölge insanı nezdinde karalamak için…
…İşine gelen, sömüreceği bir iki belgeyi cımbızla arşivden veya tarafsızlığı tartışmalı; kişisel kimi anılardan da çıkarıp kamuoyuna açıklayabilir.
Devlet adamlığının bittiği noktadayız çünkü…
Cüneyt Arcayürek
0 yorum:
Yorum Gönder