Haftanın son günü:
Medyamız, siyasetçilerimiz, Mısır’daki olaylarla yakından ilgilenirken…
…Ülkemizde duruşmaya iki gün kala hâkimi değiştirilen mahkeme, Balyoz davası sanığı 163 muvazzaf ve emekli askeri tutukluyor…
Aylardır bir hastanede yatan organ nakli ustası tutuklu Mehmet Haberal, yangından kaçırırcasına acele bir kararla, adeta derdest edilip paketlenerek bir başka hastaneye naklediliyor.
Son anayasa değişikliği ile bünyesi değiştirilen Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun iki gün önce Balyoz davasını gören 10. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Zafer Başkurt’u görevden alarak Gebze’ye düz hâkim olarak atamasındaki nedenler araştırılmaz, eleştirilmez, açıklanmazken…
…Yerine atanan 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı hâkim Ömer Diken kararı duyururken…
Savcının Gölcük’te yeni darbe belgeleri ele geçirildiğini… onca gündür tutuklanmadan yargılananların “kaçmaları olasılığı ve ele geçirilen delilleri karartacakları” iddiasıyla -mahkeme salonunun kapılarını üzerlerine kilitleterek- tutuklandıklarını bildiriyor.
***
Mısır halkının 30 yıl sonra Mübarek’ten kurtulmasını adeta bayram sevinci ile karşılayan ülkemizde; yürütmeyi, yasamayı, yargıyı tek bir adamın ele geçirmesi, ileri demokrasinin icabıdır, gereğidir diye yorumlanıyor ve bu “modeli” Batılılar, Ortadoğu ülkelerine salık veriyorlar. Bu ülkelere:
Demokratik seçimler yapın. Halkın oyları ile iktidara getirdiğiniz partinin, devletin bir bütün olanaklarını da kullanarak tek başına iktidara demir atan bir parti liderinin, çevresinin, partideki yasal kurulların karşı çıkamadıkları tek adamın; demokrasi adını verdiği düzende her alana korku salarak, muhaliflerini hapsetmesini özgürlüklerle, insan haklarıyla bağdaştırın…
…Demokratik rejimin kurallarıdır diye sineye çekin, demek istiyorlar.
***
Bu ülkede tek adam rejiminin akla, mantığa, hatta kimi zaman yasalara aykırı uygulamaları bitmez.
Hele 2011 seçimleri geçsin, daniskalarını hep birlikte izleyeceğiz…
Yaşadığımız şu günlerde bile, başka demokratik ülkelerde örneği olmayan, ama Ortadoğu ülkelerine model olacak olaylar izleniyor.
Başbakan çıkıyor sahneye, savcılığa bir kişi hakkında suç duyurusunda bulunuyor…
Bakanları çıkıyor TV’lere, kamuoyunun hoşgörmediği, onaylamadığı olayları, yaptırımları, sözlü suçlamaları, saldırıları savunuyor.
Onca aylar askere olmadık ağır saldırılardan, uygulamalardan sorumlu olan Başbakan’dan bakanlara uzanan irili ufaklı yetkililer zinciri… İnanılmaz bir vurdumduymazlıkla; bir CHP’linin toplumsal tepkiyle karşılanan, “kâğıttan kaplan asker” sözü üzerine… birden TSK’yi savunan aslan kesiliyorlar…
Medyayı korkutup sindiren, askeri kışlaya hapsedecek her türlü yöntemi uygulayan, sesini yükselteni hapishanelere tıkan… dedesinin şehit olduğu ve birkaç aylık tutukevi yaşamında işkence gördüğü açıklamaları yalanlanan…
…Hak arayan, örneğin haklarını kısıtlayan bir yasayı protesto etmek isteyen işçileri, sorunlarını anlatmak isteyen üniversite öğrencilerini sokaklarda coplayan, biber gazıyla ağırlayan…
…Polise adeta ikinci bir ordu muamelesi yaparak ağır silahlarla donanım olanağı sağlayan; üstelik askerlikten muaf tutan, söz, düşünce, yürüyüş gibi özgürlüklerini ancak benim ölçülerime göre kullanabilirsiniz diye özetlenebilecek biçimde uygulanabileceğini savunan bir Başbakan’ın yarattığı yeni demokrasiyi…
Ortadoğu ülkeleri, buyurun, model alın!
***
İşte “bu ahval ve şerait” içindeki bir ülkede; yüksek yargının iki başkanı, Yargıtay ve Danıştay’ı bünyesel değişikliklerle olağan görev ve görüntüsünden çıkarmayı amaçlayan yasayı imzalamaması için Çankaya’daki AKP’liye başvurdular.
Elbette yasanın yargıya uzanacak tehlikelerini anlattılar Çankaya’ya.
Ola ki derin derin düşündüğünü ifade ederek yasayı onaylaması olası Çankaya’daki; bir açıklamasında söylediği gibi görüşmede yüksek yargıyı da “kucaklamıştır”.
Ama karnesinde bugüne dek YÖK, Anayasa Mahkemesi, HSYK, üniversite gibi temel kurumlara bir kez olsun AKP’nin benimsemediği birini seçmeyen, atamayan Çankaya’daki zaten yargı reformu istiyor.
Yasanın, yüksek yargının çalışma gücünü arttıracağını iddia eden AKP gerekçesini, düşlediği yargı reformunun bir ayağı diye neden görmesin?
Model ileri demokrasimizin A’dan Z’ye tek ses olduğunu inkâr edecek değil ya?
0 yorum:
Yorum Gönder