B
aşbakan Erdoğan, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na cevap verirken dedi ki: ‘Ergenekon terör örgütünü arıyorsan Diyarbakır’a git; Çorum’a, Sivas’a, Kahramanmaraş’a, Gazi Mahallesi’ne git; Taksim Meydanı’na git, Dersim’e git.’
Doğru söze ne denilir?Lakin soruyorum: Madem ki buralarda Ergenekon terör örgütü var idi; Başbakan Erdoğan da bunu biliyor ki söyledi; o zaman buralardan kimleri yakalatıp da mahkeme önüne çıkardı?
Soruyorum: Kanlı 1 Mayıs’ın failleri için ne yaptı? Gazi Mahallesi’ni Ergenekon kana buladı ise niye onları Zekeriya Öz’e teslim ettirmiyor? 1993′te Sivas’ta Madımak otelinde aydınları Ergenekon terör örgütü yaktırdı ise nerede bu işi yaptıran sorumlular? Başbakan yaptıranları biliyor da bunları hukuka teslim etmiyor ise suç işlemiyor mu?
- – -
Kahramanmaraş’ta hamile kadınların karınlarını deşenleri oraya yollayanlardan kimi ortaya çıkardı başbakan Erdoğan? O sıralarda Amerikan Büyükelçisi’nin Kahramanmaraş’a neden gitmiş olduğunu hiç araştırttı mı Sayın Başbakan? Peki Güneydoğu’da meydana gelen faili meçhullerde sorumluluk kimindi?
Neden Tansu Çiller’i hiç ağzına almıyor Başbakan Erdoğan?
O dönemde operasyonlardan birinci derecede sorumlu Mehmet Ağar değil miydi? Niye ona toz kondurmuyor Başbakan Erdoğan?
İşi birkaç albayın sırtına yıkıp asıl sorumluları kurtaran da bu hükümet olmuyor mu?
Böylece, devlet içinde devlet olan Özel Harp Dairesi ile bu daireyi kuran Amerika saklanmıyor mu?
LİBYA MÜSLÜMAN DEĞİL Mİ?
Libya’da tam 41 yıldır padişah gibi yaşayan bir adam var: Muammer Kaddafi.
Bu adam; Hüsnü Mübarek’ten bile acımasız, diktatör.
Libya halkı, ona karşı ayaklandı.
Bu zalim; paralı askerlerini halkın üzerine saldı, oluk oluk kan akıtıyor.
Libyalılar; ‘Bizi kurtarın!’ diye dünyaya sesleniyor.
Öldürülenler elbette ki Müslüman halk…
Peki; bizim Müslümanlar bu katliam karşısında neden susuyorlar?
Gazze için gözyaşı döken AKP’li kadın milletvekilleri Libya’da öldürülenlere niye sahip çıkmıyorlar?
Mısır halkı için demokrasi iste; Libya için bunu çok gör ve 40 yıllık diktatöre laf söyleme…
AKP demokratlığı işte bu kadar olur.
Aynı suskunluğu Bahreyn olayları konusunda da görüyoruz.
Bahreyn’deki diktatör de kendisini istemeyen halkın üstüne kurşun yağdırttı, insanları katlettirdi.
Peki; bizim Başbakan neden o zalim adama karşı bir tavır takınmadı?
Mısır söz konusu olunca halkın yanında yer alacaksın…
Libya ve Bahreyn devreye girince susacaksın…
Bu mudur demokratlık?
Bu mudur Müslüman halkların hakkını savunmak?
Başbakan Erdoğan, bir an önce Libya ve Bahreyn halklarının yanında olduğunu göstermelidir.
CHP İLE GÖRÜŞMEK SUÇ AMA…
Meşhur torba yasa gibi torba dava haline getirilen ve içine AKP’ye karşı olanların doldurulduğu Ergenekon davasının son üyesi Soner Yalçın ile iki arkadaşı oldu. Suçu da herkesin girip okuyabildiği internet sitesinde yazılar yazması…
Daha tutuklama gerekçesi açıklanmadan; Dışişleri Bakanı ile Başbakan Erdoğan; ‘Onun tutuklanması basın özgürlüğü değil; başka işler var!’ diyerek; Soner’in takip edildiğini ve bu konuda da hükümete özel bilgi verildiğini ortaya koydu.
Nasıl oluyor da savcılık yargıyı böyle siyasetin emrine veriyor; diye sormaktan usandık; onu geçelim.
Asıl önemlisi Ergenekon Savcısı Öz’ün sorduğu sorular. Sayın Savcı, Soner Yalçın’a; ‘CHP’lilerle görüştün mü; kimlerle görüştün?’ türünden sorular sormuş.
Sanki CHP; büyük bir parti değil de PKK gibi bir terör örgütü…
Veya CHP; muhalefet partisi değil Hizbullah terör örgütü…
İşte bu bile Ergenekon soruşturmasının ne anlama geldiğini göstermek için yeterlidir.
Bay Savcı; terör örgütü üyesi gibi gösterdiği bir gazeteci üzerinden CHP hakkında kötü kanaatler oluşturacak sorular soruyor.
Bu davanın siyasi olduğunu bu tutum göstermiyor mu?
Acaba şu yeni HSYK bunun için mu kuruldu?
Savcılar da hükümetin işine gelir biçimde siyasi faaliyet yürütsünler ama HSYK onlara dokunmasın demek için…
Rıza Zelyut
0 yorum:
Yorum Gönder