19 Şubat 2011 Cumartesi

Yasaklı Demokrasimizde Olup Bitenlerle Olacaklar! -Cüneyt Arcayürek


B
u iktidar sosyal, yargısal, ekonomik baskılar, sıkıntılar içinde bunalanları güldürecek söylemler de bulabiliyor.
Dünya basınındaki gelişmeleri izleyen Batılı kimi kuruluşlar; AKP iktidarları döneminde Türk basınının ağır baskılar altında görev yaptığını açıklıyor.
RTE’yi Amerika’nın bölgesel ulusal yararları nedeniyle gözden çıkaramayan büyük dostu ABD bile artık dayanamadı.
Türkiye’de basın özgürlüğüne vurulan darbelere karşı çıktı.
Amma velakin, iktidarın onlar olmazsa bu ülkenin yönetilemeyeceği sanısından kaynaklanan gururla koltuklara sığamayan yetkili kişileri, örneğin İçişleri Bakanı Beşir Atalay; ABD Büyükelçisi’ne ıslıklarla karşılanacak bir yanıt verdi:
“Bizdeki basın özgürlüğü Amerika’da yok!”
***
Gerçekten Amerika’da bizdekine benzer medya yok.
Yok zira; orada Beyaz Saray’ı veya bakanları eleştirdi diye tutuklanmıyor gazeteciler!
Bizde ise basın öylesine özgür, öylesine özgür ki; -Kemal Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi- Türkiye’de muhalefete her türlü eleştiriyi yapabilirsiniz. Ama iktidarı eleştiremezsiniz.
Zira yasaklı demokraside yaşıyoruz: AKP’yi eleştirmek yasssak be kardeşim!
***
Örneğin Mısır’daki isyanın Türkiye’yi etkileyip etkilemeyeceğini irdeleyen yorumlar yazar, telefondaki arkadaş konuşmalarında da bu konuya değinirseniz… (Soner Yalçın gibi) “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçlamasıyla cezaevi yolunu tutarsınız.
Ana muhalefet içlerinde politikacı, gazeteci, AKP’li bakanların da bulunduğu 3 bin kişinin dinlendiğini içeren listenin varlığını açıklayınca, yerin göğün birbirine gireceğini sananlar yanıldı.
Hükümetin İçişleri veya Adalet bakanlarının ya da açıklanan listeyi ihbar sayması beklenen cumhuriyet savcılarının kılı bile kıpırdamadı.
***
ABD Büyükelçisi Ricciardone de, her gün gazetelerdeki haberleri izleseydi, çıkıp kürsüye “Türkiye karmaşık bir ülke. Bu nedenle olup biteni anlamıyoruz” der miydi acaba?
Bu iktidara göre, neresi karmaşık bu ülkenin? Bal gibi yönetiyorlar ülkeyi. Medyayı, askeri, yargıçları sindirerek… Korku imparatorluğu inşa ederek!
ABD; acaba büyükelçinin sözlerini yorumlaması istenilen Kılıçdaroğlu’nun şu yanıtındaki gerçeğin, gün gelecek bütün çıplaklığıyla ortaya çıkacağının farkında mı?
“AKP’yi AKP yapan kim? Başbakanı Başbakan yapan kim? Arkasındaki güçler kim?
Başbakan olmadan önce, hatta parti lideri olmadan önce Amerika’ya gidip bana destek verin diyen kim? Herhalde halkımız bunları unutmadı.”
Kılıçdaroğlu’nun sözlerini biraz açalım:
RTE’nin İstanbul Belediye Başkanı iken ABD’nin İstanbul Başkonsolosu hanımla sık görüşmelerden sonra ABD’ye gitmesindeki nedenler, bilinenlerin dışında orada kimlerle neler görüştüğü hâlâ meçhul!
Gerçek ise ortada: RTE’ye ABD’den döndükten sonra siyasette ikbal ve iktidar yolları açıldı.
***
Kılıçdaroğlu geçenlerde Hüsnü Mübarek’e atıfta bulunarak RTE’ye; “Bu baskı (baskılar) devam ettiği müddetçe bir gün toplumun patlayacağını” söyledi.
Hemen ertesi gün RTE, AKP grubunda ve grup dışındaki konuşmalarında; duyarlı bir toplumun olası tepkisini irdeleyen bu sözleri halkı kışkırtıcı diye algılayıp yorumladı.
Sonraki gelişmeler şimdi bir anlam kazanmıyor mu?
Kazanıyor; çünkü RTE; Kılıçdaroğlu’nun sözlerini Mısır’daki gibi halkı isyana kışkırtmak diye algıladıktan sonra:
Doğruluğu, eksikliği ya da yanlış içerikte olup olmadığı bir yana; Kılıçdaroğlu’nun son kez “Eleştiren tek bir CHP kaldı. Bizi de alacaklar” sözünün duygusal veya tahmin olmadığını içeren duyumların partiye ulaştığı yaygınlaştı.
***
Tek adamlığa soyunan, baskı rejimiyle 27 Mayıs 1960 müdahalesine olanak sağlayan, RTE’nin demokrasi yıldızı diye koyacak yer bulamadığı Adnan Menderes de; 1960’dan önce TBMM’de kurduğu, yargılama görevini de üstlenen Tahkikat Komisyonu’nun hedefi DP iktidarını sarsan CHP’yi kapatmaktı!
Bugün örneğin dinlenen telefonlarda Mısır’daki baskı ve tek adam rejimine halk isyanını konuşan ve aklı başında her insan gibi Ortadoğu’daki toplumsal hareketlerin etkilerini tartışan CHP’li yetkililer varsa, ki olabilir.
Sonu nereye varır kestirilmez ama; bu kişilerle birlikte CHP’yi halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmekle suçlayabilirler.
Olmaz olmaz demeyin lütfen. Yaşadığımız süreçte olur, bal gibi olur!

Cüneyt Arcayürek

0 yorum:

Yorum Gönder