11 Mart 2011 Cuma

Beşiktaş Türkiye Mahkemesi! -Mustafa BALBAY

 Beşiktaş Türkiye Mahkemesi!

Silivri 4 No’lu Cezaevi’nde bir gelenek vardı; özellikle hafta sonları televizyonun kapalı devre kanalından DVD film izliyorduk.10-15 dakika önce anons ediliyordu. Biz de televizyon kanallarında reklamlardan arta kalan zamanda film izlemek yerine bunu tercih ediyorduk.
Cezaevi yönetimi daha çok hapis ya da mahkeme etrafında geçen filmler getiriyor. Rekorumuz, “Bayrampaşa Ben Fazla Kalmayacağım”… Kimi gösterimleri es geçtim, 3 defa izledim.
Son izlediğimiz filmlerden birinin konusu, jürinin üvey babasını öldüren gençle ilgili tartışmasıydı. Film baştan sona bu tartışma ile geçti.
İlk oylamada 12 jüri üyesinden 11’i delikanlının suçlu olduğu yönünde oy kullandı. Herkes hayır diyene takıldı. Onun da ikna olmasını istiyorlardı. Zaman zaman ciddi gerilimler yaşandı. Bir, iki, üç derken durum tam tersine döndü; 11 kişi genci suçsuz buldu, bir kişi direniyordu: Sonunda o da ikna oldu, oylamaya geçildi. Beklenen, gencin oybirliğiyle beraat etmesiydi. Oylama yapıldı; ilk suçsuz diyen beraata karşı çıktı.
Üyelerin her birinin önemli işleri vardı. Filmin sonuna kadar anlatılması uygun değil ama öylesine ilginç bir örnek ki devam etmeden geçemeyeceğim.
Delikanlıyı suçsuz ama beraatı erken bulan jüri üyesi gerekçesini şöyle açıkladı:
“Bu suçun üvey evlada atılması için çok ustaca bir plan yapılmış. Bizim bu planı ortaya çıkarma, en azından çıkarılması için karar alma sorumluluğumuz var. Sadece gencin suçsuz olduğuna karar vererek görevimizi yapmış sayılmayız.”
***
Ergenekon dalgaları, soruşturmaları, iddianameleri artık bu noktaya geldi.
Bu kurgu nedir, kimler tarafından hazırlanmıştır, tahminlerde, uzman görüşleriyle ortaya konan delil oluşturma işlerinin gerçeği nedir, ortaya çıkarılması gerekiyor.
Her şey bir yana “delil hukuku” uluslararası standartlara göre uygulandığında bugün ortaya delil diye konanların çok büyük bir bölümünün çöpe atılması gerekecek. Ne yazık ki bu işletilmiyor.
Örneğin, dijital verilerin delil sayılıp sayılmayacağına ilişkin mahkemenin bir karar vermesi istendiğinde şu karar çıkıyor:
“Bunun hüküm aşamasında karara bağlanmasına…”
Hüküm aşamasına ne zaman gelinir?
Belli değil.
Bu konudaki bir görüş şu:
Yargıtay’daki son düzenlemelerden sonra yargılama hızlandırılabilir.
Ancak davaların birbirine eklenmesi nedeniyle “hüküm aşamasına” görünür gelecekte tarih vermek zor.
***
Özel yetkili mahkemelerin (ÖYM) şöyle bir yetkisi de var:
Kendisine yetki verme yetkisi!
Yasa hükümleri çok açık, hiçbir tartışmaya meydan vermeyecek kadar kesin olduğu halde ÖYM’ler bunları dikkate almama yetkisini kullanıyor.
Örneğin; her ÖYM’nin belli bir yetki alanı var. O alan dışında faaliyet gösteremez. Beşiktaş’taki ÖYM’lerin yetki alanı Bolu’ya kadar. Ötesine Ankara karışıyor. Yasaya göre İstanbul’da süren bir soruşturmayla ilgili Ankara’daki bir kişi de sorgulanacaksa; İstanbul, Ankara’daki ÖYM’ye yazacak. Ankara bakacak.
Şu anda Beşiktaş’ın çerçevesi şöyle:
Türkiye özel yetkili olağanüstü mahkemesi!

0 yorum:

Yorum Gönder