11 Mart 2011 Cuma

Demofaşizmo! -Cüneyt Arcayürek

 Demofaşizmo!

Gelişmeler karmaşalıktan çıkıyor, giderek aydınlığa kavuşuyor.
Bir iddia, demokrasi sözcüğü arkasına gizlenen kimi uygulamaları açığa çıkarıyor.
CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol’un sözünü ettiği iddia doğru mu değil mi; ayrıntılarıyla, önümüzdeki günlerde öğrenebiliriz.
Bugüne değin birçok tutuklamanın arka yüzünü aydınlatıyor bu iddia:
Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz, sorguya aldıklarını emniyetten gelen yazıyı imzalayıp mahkemeye gönderiyormuş.
Bir dakika durup düşünelim:
Bu oyunda kimin eli kimin cebinde?
Polis mi savcının, savcı mı polisin emrinde!
Bu, demokratik bir devlette değil, polis devletinde yaşadığımızı kanıtlamıyor mu?
***
Başbakan’ın ağzında “ileri demokrasi” söylemi hiç eksik olmuyor.
Son günlerde yaşananlar, toplumun gözü, kulağı, dili medyaya karşı girişilen son ve yeni sindirme hareketi, ileri demokrasi edebiyatının tamamen palavra olduğunu kanıtlıyor.
Faşist sözcüğü dillerde, yorumlarda, kimi haberlerde eksik olmuyor.
Demokrasiden RTE icadı ileri demokrasiye geçtik.
Herhalde bu; faşistlikten de ileri faşistliğe geçmek olmalı!
Yaşadığımız rejim, demokrasi ile faşizmin çiftleşmesinden doğan bir rejim. Adı da:
Demofaşizmo! (Demokratik faşizm).
***
Son tutuklamalar basında geniş ölçüde yer alıyor.
Dış basın, ABD, AB ve Avrupa Parlamentosu Türkiye’de yaşanan olayları basın özgürlüğüne vurulan darbe diye niteliyor.
İktidarın Adalet Bakanı da savcılara arka çıkıyor.
Gazetecinin mesleği gereği yaptırımlarından dolayı içeri alınması; basın özgürlüğüne darbe imiş amma, gazetecinin kimi yasadışı olaylara karışması basın özgürlüğünü kapsamazmış!
Pekâlâ ama gerçekler ne diyor, bunlara bakalım:
Bugün olduğu gibi dün, “gerçeği denetlenmeyen dijital verilere dayanılarak” gazeteciler tutuklandı. Örneğin Mustafa Balbay. İki yıldır içeride!
Delil kapsamında gösterilen dijital verilerin montajlarla uydurma olduğu, şüpheli aleyhine sonradan düzenlendiği TÜBİTAK gibi resmi kurumlarda kanıtlandı.
Ama bugün Balbay’a yöneltilen suçlamalarla tutuklanan gazetecileri savunan, bir zamanların yakışıklısı, mesleğin starı olanlara (olana)…
…Balbay’ın gazetecilik notlarının delil diye sunulmasına, belge dediklerinin montaj olduğunun kanıtlanmasına karşın hâlâ içeride tutulmasına…
…çalıştıkları (çalıştığı) TV kanalındaki haberlerde karşı çıkmasını rica ettiğimizde buzdan bir donuklukla karşılamıştı önerimizi, ricamızı.
Ama ateş düştüğü yeri yakıyor hesabı; şimdi bakıyorum da bir zamanların yakışıklısı, mesleğinde star olanlar (olan)…
…iki meslektaşımızın Balbay’a reva görülen kimi suçlamalarla tutuklanmasına şiddetle karşı çıkan ateşli demeçler veriyorlar, veriyor!
Oysa basın özgürlüğü bugün olduğu gibi iki yıl önce; adı var varlığı yok, iktidarın siyasal amaçlarına hizmet vermek için sahneye koyduğu Ergenekon davasında… ipe çekildi!
***
İki yıl önce gazeteciyi gazetecilik gereği tuttuğu notlarla, montaj belgelerle darbeci diye damgalayan AKP zihniyetine koşut hukuksal anlayışa uyan…
…hüküm giymemesine karşın gazetecileri darbeci diye savunmaktan geri duranlar asıl basın özgürlüğüne darbe vuranlardı. Vurandı!
Balbay’ı, Özkan’ı, diğer birçok gazeteciyi Silivri’ye kapatan demofaşizmo zihniyetin kuralları, bugün Nedim Şener’e, Ahmet Şık’a, Doğan Yurdakul’a, Prof. Yalçın Küçük’e uygulanıyor.
Artık sadece bugünü değil, dünden bugüne yürüyen olayları dikkate alarak, tek hedefin dün de bugün de basın özgürlüğüne darbe vurmak olduğunu savunmak… içeride yatan arkadaşlarımızı savunmak gerekiyor.
Basın bir ağız olmazsa…
…Silivri’ye daha çoook meslektaşımızı yolcu ederiz!

0 yorum:

Yorum Gönder