11 Mart 2011 Cuma

Ya Bendensin Ya Terörist! -Mustafa BALBAY

 Ya Bendensin Ya Terörist!

Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın tutuklanmasının ardından iki yıldır kaç kez, “meslektaşlarıma” diye başlayan yazı yazdığımı anımsamaya çalıştım. Beşi bulunca, saymayı bıraktım.
Eğer bir gazetecinin arşivinden, edindiği çevreden ve ürettiklerinden suç oluşturmaya başlarsanız, bunun sonu gelmez. Her an her gazeteci hakkında istediğiniz kadar suç yaratabilirsiniz.
Yazıya “ahh meslektaşlarım” diye başlamayı düşündüm ama, bunun ne gereği var ne faydası. Gün, artık gerçeği bütün çıplaklığıyla görme günü.
Gerçek şu:
Ya bendensin ya teröristsin!
Ortası?
Yok…
İstersen yıllarca benim hedeflerime su taşıyan işler yapmış ol; bana zarar vermeye başladığın an, teröristsin.
İçinde birazcık gazetecilik dürtüsü olan herkes böyle bir tehlike ile karşı karşıya. Çünkü bugün olmasa bile yarın yapılanların en azından bir bölümünü doğru bulmayacak. İşte o gün onun da terörist kimliği iddianamesine konacak.
***
Yararı olup olmayacağına ilişkin düşüncelerimi bir kenara koyuyorum. Son gelişmelerin ardından meslektaşlarıma bir çağrı daha yapıyorum:
Gelin, artık olaya bütün bakın. “Sizinkini bilmem ama, bizimkinin Ergenekon’la hiç alakası olamaz”, “Son operasyon, işi sulandırmaya dönük” gibi yorumları bir yana bırakın. Bir bütün olarak olay ne, onu araştırın.
Kabaca bir hesap yaptım. Mahkeme salonunda bugüne dek yaklaşık 50 saat konuşmuşum. Bu konuşmalarımın çoğunda sordum:
- Bizi terör örgütü üyesi olmakla yargılıyorsunuz ama, 4 yıldır iddia ettiğiniz terör örgütünün varlığını kanıtlayamadınız. Bugüne kadar yargılananlardan bir kişi dahi çıkıp, “Evet, ben bu örgüte üyeyim” demedi. Hal böyleyken nasıl olur da bizi tutuklu yargılarsınız?
Yasa, bir kişiyi tutuklu yargılamaya devam edecekseniz, mutlaka somut gerekçelerini karara yazmalısınız, diyor ama dinleyen kim?
Ergenekon tartışmalarının bütünü anlamında anımsatmak gerekirse; 4 yıl önceki ilk dalgada tutuklanan Ergun Poyraz’dı…
Ergun Poyraz kim?
AKP ve yöneticileri hakkında kitap yazan kişi.
O gün başlayan süreç, bugün hangi noktaya geldi… Ne olursa olsun, geç kalınmış sayılmaz. Meslek kuruluşlarının bir araya gelerek oluşturduğu Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) 3 Mayıs’ta uluslararası bir girişimde bulunacağını aylar öncesinden duyurmuştu. Bu girişim daha anlamlı hale geliyor.
***
2 yıldır meslektaşlarımıza yaptığımız çağrılarda mutlaka toplum yanına da değiniyoruz.
Gazetecilere yönelik saldırının ana amaçlarından biri şu: Toplumun haber alma hakkını kısıtlamak. Bu anlamda saldırı aynı zamanda topluma.
Şu anda tutuklu bulunan, kamuoyunun da yakından tanıdığı bütün gazeteciler; isteselerdi bu mesleği bir başka türlü icra ederek hem çok daha iyi koşullarda yaşarlardı hem de hiç başları ağrımazdı. Onlar zor olanı seçtiler. Görüşlerine katılırsınız katılmazsınız, ayrı konu; ama bu mesleğin hakkını vermeye, araştırmaları sonucunda ulaştıkları gerçekleri topluma aktarmaya çalıştılar.
Şimdi bütün bunlardan suç üretiliyor.
Eyy insanlar,
Size ulaşan bütün hatları kesiyorlar.
Ama kesilen sadece hatlar değil,
Sizin ışığınız!
Sessiz mi kalacaksınız?
Madem öyle, karanlıkta oturalım mı diyeceksiniz?

0 yorum:

Yorum Gönder