11 Nisan 2011 Pazartesi

Laiklik Tehdit Altında... - İlhan Selçuk

 Laiklik Tehdit Altında...

‘Aydınlanma’ deyiminin isim babası Immanuel Kant’tır.
Kant, Adolf Hitler’den yüz elli yıl önce yaşamış bir felsefeciydi; demokrasinin “olmazsa olmaz” koşulu sayılan akılcılığın ve laikliğin tarihinde unutulmaz bir konuma sahiptir.
*
Hitler, ‘Aydınlanmış’ bir Almanya’da seçimle iktidara geldi...
Nasıl?..
1933’te oyların yüzde (47’sini değil) 44’ünü toplayarak...
Peki, “Führer” lakabını nasıl aldı?..
1934’te yapılan bir halkoylamasında (referandumda) ‘evet’ oylarının yüzde 88’ini alarak...
*
Hitler Almanya’yı felakete sürükledi...
Ancak yıkıldığı zaman Almanya tekrar demokrasiye geçebildi...
Nasıl ve niçin?..
Çünkü Almanya Avrupa’nın göbeğinde Immanuel Kant’ı yetiştirmişti, yüzyıl öncesinden başlayarak ‘Aydınlanma’yı yaşamış; kilisenin siyasadaki gücü kırılmıştı...
Nazi partisinin ‘ılımlı Hıristiyan modeli’ diye bir derdi ya da amacı yoktu, toplumun bireyleri de dincilikle şartlanmamışlardı.
*
Türkiye 21’inci yüzyılda dünyanın en büyük emperyalist gücü Amerika’nın desteklediği dinci-İslamcı tehdit altındadır.
Yukarda belirttiğimiz gibi Nazi Partisi Almanya’da yüzde 44 oyla iktidara gelmiş, Hitler halkoylamasında yüzde 88 oyla ‘Führerleşmiş’, sıradan bir onbaşı seçimle faşist diktasını kurmuştur...
Bugün Meclis’te, hükümette, devlette, Cumhurbaşkanlığı’nda ağır basan AKP’nin dinci-İslamcı modeli ise ‘Aydınlanma’ ve ‘laiklik’ karşıtı bir donanımlı hareketin içeriğini taşıyor...
Seçimle iktidarı ele geçirmesi bu gerçeği örtbas edecek bir olgu değildir.
*
Amerika diktatör Hitler’i savaşla yıktığı zaman Almanya’da demokratik düzen kuruldu ve işledi...
Aynı Amerika diktatör Saddam Hüseyin’i savaşla devirdiği zaman Irak demokrasiye geçemedi...
Neden?..
Çünkü Irak ‘Aydınlanmamıştı’; laiklikten çok uzaktaydı, dincilik ağır basıyordu, akıl değil inanç toplumda geçerliydi, şeriat ve mezhep düzeninde yaşanıyordu...
*
Dinci-İslamcı siyasa Türkiye’de önce laikliği sonra da demokrasiyi yıkacaktır.
Seçim, tek başına demokrasi gerçeğini vurgulayamaz, Aydınlanma’nın ürünü laiklik olmadan demokrasi olmaz, sandıktan dinci çıkar...
*
Yüzde 47 oyla iktidara gelmiş ılımlı İslam modeli peşindeki AKP iktidarı, şimdi gözünü anayasanın değiştirilemez maddelerine dikmiştir...
Derdi gücü laikliğe dayanan Cumhuriyeti yıkmaktır...
Değiştirilemez anayasa maddelerine bakınca, Gül-RTE ikilisinin başını çektiği AKP’nin amacını anlamak çok kolaydır...
*
Laik Türkiye Cumhuriyeti karşıdevrim tehdidi altında yaşıyor...
Yineleyelim ki tehdidin sandıktan çıkması, seçimle örgütlenmesi demokratik içerikte olduğunu göstermez...
Dinci-İslamcı tehdit faşizmden de beter bir çağdışılığın ve ilkelliğin ürünüdür...
Laiklik bir kez elden gitti mi geri gelmesi olanaksızdır...
Türkiye İslam coğrafyasındaki tekliğini ve aydınlılığını koruyabilecek mi?..
“İşte bütün mesele” budur...

0 yorum:

Yorum Gönder