22 Eylül 2011 Perşembe

Çiçek Ve İnsan - İlhan Selçuk

Ruhat Mengi’ nin Sabah’taki köşe yazısı beni uzun uzun düşündürdü; doluya koydum almadı, boşa koydum dolmadı.
Okurlarını uyarmış Mengi:
”Bazı uyanık çiçekçiler, ödediğiniz paranın onda biri etmeyecek çiçekler gönderiyor veya hiç göndermeyebiliyor. Çiçeği aldığınızda mutlaka teşekkür edin ve kötü bir çiçekse, çekinmeyin, bunu da biraz anlatın. Siz göndermişseniz alınıp alınmadığını, nasıl bir çiçek olduğunu karşı tarafa sorun.”
Vay sen misin bunu yazan!.. Çiçekçilerden değişik tepkiler gelmiş, kimisi çiçek göndermiş, kimisi saldırganlaşmış; Çiçekçiler Odası Başkanı aramış, Uluslararası Çiçekçilik Kurumu devreye girmiş.
Güzel bir meslek dayanışması; ama, şu ya da bu bakkalın hile yapması bütün bakkalları ayağa kaldırır mı?..
Gazetecinin görevi gerçeği yazmaktır.
**
Anadolu göreneklerinde çiçeklerin kendine özgü dilleri var; fulya aşkın sona erdiğini, badem çiçeği baharı, küpe çiçeği çılgınlığı, hanımeli sakıncalı ilişkileri, akasya inceliği, menekşe sevecenliği, karanfil ateşli aşkı, fulya sevdanın bittiğini, şakayık utancı, zakkum ölümü, yasemin tensel tutkuyu, ful çiçeği içten bağlılığı, gelincik teselli duygusunu, beyaz karanfil uzaktan aşkı, sümbül sevinci vurgular.
Peki, bu çiçekler günümüz insanlarına ne söylüyorlar?
Osmanlı şairi kaç yüzyıl ‘gül’ üzerine ne dizeler döktürdü. Ahmet Haşim’ in karanfile ilişkin dizeleri, duyguları yeniledi:
Yarin dudağından getirilmiş
Bir katre alevdir bu karanfil,
Ruhum acısından bunu bildi.
Ya gül için ne diyor Haşim:
Bir gamlı hazanın seherinde,
Israra ne hacet yine bülbül?
Bil kalbimizin bahçelerinde,
Can verdi senin söylediğin gül.
**
Çiçek, doğada değil, ama, insan ilişkilerinde susuzluktan kuruyor mu?.. Şarlo’ nun ”Asri Zamanlar” filmine bir sayfa daha mı ekleniyor?.. Makineleşen ilişkilerin duygusuz dişlileri arasında eziliyor mu çiçekler?..
Patron sekreterine buyuruyor:
- Şehnaz Hanım’a çiçek yollayın!.. Şöyle pahalı tarafından olsun!..
Sekreter Hanım telefonu açıyor:
- Alo, çiçekçi mi?..
- Buyrun!..
- Şehnaz Hanım’a çiçek gidecek, şöyle okkalı bir karma sepet yapın!..
- Neler koyalım?
- Canım ben mi bileceğim, siz bu iş için para alıyorsunuz, güzel bir şey yapın işte!..
**
Letafet Hanım, bahçesinde özene bezene yetiştirdiği çiçeklerden bir sabah makasla kestiklerini, komşusuna nasıl sunardı?..
- Gülün mevsimidir..
- Sağ olun komşum!..
Letafet Hanım nerede?.. Toplumda kaç Letafet Hanım kaldı?.. Yaşam değişti, insan ilişkilerinde duygu alışverişini de örgütleyen piyasa, çiçek trafiğinde sevdayı, dostluğu, yakınlığı fiyatlara bağladı.
Ama, bu örgütlenmede piyasanın kurallarını bozan çiçekçiler çoğalırsa ne olur?..
İlişkiler de bozulabilir!..
Cenazelerin ve düğünlerin arttığı günlerde çiçekçiler iyi satış yaparlar; insanların birbirlerini daha çok sevdikleri anlamına mı gelir bu?..

İlhan Selçuk

0 yorum:

Yorum Gönder